Gebze Teknik Üniversitesi, Nobel ödülü alarak ülkemizin gururu olan Prof.Dr. Aziz Sancar’ı ağırladı. ‘Biyolojik Saat Laboratuvarının’ açılışına katılmak ve öğrencilerle bir araya gelmek üzere GTÜ’ye gelen Sancar, yoğun ilgi g
Laboratuvarın açılışından sonra düzenlediği basın toplantısında kendisine gösterilen ilginin Türk insanının bilime verdiği önemden kaynaklandığını ve kendisini çok memnun ettiğini ifade eden Sancar, önemli açıklamalarda bulundu. Tüm kurum ve kuruluşların Temel Bilimlere önem vermesi gerektiğinin altını çizen Sancar ayrıca Kocaeli’ndeki sanayinin gelişmiş olmasından memnuniyet duyduğunu kaydetti. Sancar bir soru üzerine kız çocuklarının eğitime daha çok kazandırılması gerektiğini belirterek; “Genellikle kadınlar erkeklerden daha ileri görüşlüdür. Ben onu annemde ve tüm tanıdığım kadınlarda gördüm. Türk kadınlarına tavsiyem, özellikle kızlarımızın eğitimi için onlara erkeklerden daha fazla ısrar etsinler. Babalar ne söylerse söylesin kızlarımız eğitilsin. Erkeklerle aynı imkanlar sağlansın. Belki buralarda var ama Doğu'da yok. Bunu memleket sahasına yaymamız lazım. Tüm kızlarımızı eğitmemiz lazım” diye konuştu.
SANCAR: “NURİ, TÜRK BİLİMİNE KATKI SUNACAK”
GTÜ Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Nuri Öztürk’ün Biyolojik Saat Laboratuvarında Türk bilimine katkı sunacak önemli çalışmalar yürüteceğine inandığı söyleyen Sancar, Nobel almak için çalışanların bu ödülü alamayacaklarını da sözlerine ekledi.
Basın toplantısının ardından GTÜ Ahmet Ayhan Kapalı Spor Salonu’nda GTÜ öğrencileri ve Kocaeli’ndeki liselerden katılan öğrencilere yönelik bir konferans verdi. "Platin İlaçları, UV-ışınım Kaynaklı DNA Hasarı ve İnsan Genomunun Oranım Haritası" başlıklı İngilizce konferansında çalışmalarının özetini katılımcılarla paylaşarak DNA sistemlerinin daha iyi anlaşılmasıyla başta kanser olmak üzere birçok hastalıkla mücadelede önemli gelişmeler kaydedileceğini belirtti.
Konferansın ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Sancar, "Nobel Ödülü en büyük hayaliniz miydi?" sorusu üzerine, "En büyük hayalin Nobel olması çok yanlış bir şey. En büyük hayal meraktır, bir şeyler keşfetmektir, tabiatın sırrını çözmektir, bir ilaç bulmaktır, memleketine, ailesine, insanlığa yararlı bir şey yapmaktır. Nobel onun bir yan ürünüdür." değerlendirmesinde bulundu.
Sancar, "Bir de şu var, Nobel olmasaydı buraya gelmezdiniz. O bakımdan Allah İsveçlilerden razı olsun. Çünkü bütün dünya, özellikle kendi gençlerimiz, benim yaptıklarımdan çok heyecanlandılar." ifadelerini kullandı.
- "YUNUS EMRE, TÜRK DİLİNİN BABASIDIR"
"Transkripsiyona bağlı DNA onarım mekanizmasının açıklanmasındaki keşfiniz için 'Yunus Emre Destanı' demişsiniz. Bunu sebebi nedir?" sorusunu Sancar, şöyle cevapladı:
"Yunus Emre, Türk dilini ölümsüzleştiren şairimizdir. Anadolu'daki Türk dilinin babasıdır. Onun mükemmelliğine, benim görüşüme göre, hiçbir yazarımız erişmemiştir. O bakımdan vatansever bir insan onu örnek alır, onun seviyesine çıkmaya çalışır. Ben de en güzel yazılmış makaleme o nedenle 'Yunus Emre Destanı' dedim. Çünkü güzel yazılmıştır, verileri güzeldir, sunumu güzeldir. Yani Yunus Emre'nin sadeliğini görüyorsunuz. Benim makalem o seviyede değildir ama ona yaklaşmaya çalıştım."
"Bu kadar başarılı bir bilim insanı olmanız ve Nobel Ödülü almanıza rağmen nasıl bu kadar alçak gönüllü olabiliyorsunuz?" şeklindeki soru üzerine Sancar, "Hepimizi Allah yaratmış. Görevimizi yapıyorsak ailemize, insanlığa olan borcumuzu ödüyoruz. Yani hiçbirimiz diğerinden üstün değildir. Bir çöpçü işini güzel yapıyorsa Nobellik kadar değerlidir." diye konuştu.
"80 YAŞINDAKİ ADAMDAN ÇOK YÜKSEK VERİM ALAMAZSINIZ"
"Bu soruyu suçlu hissetmem için sordunuz, çünkü ben bir kıvılcım olarak gittim ama bir alev olarak gelmedim, alevi Amerika'da yaptım. 1976'da Diyarbakır Askeri Hastanesi'nde askerliğimi yaptım. O zaman Dicle Üniversitesinin Biyokimya Bölüm Başkanı ile konuştum, memleketime yakın olduğu için oraya gitmeyi düşünüyordum. Oradaki bütün temel bilimlerin bütçesi, kendi laboratuvarımın bütçesinden daha düşüktü. O nedenle 'Buraya gelsem başa güreşemem' dedim. Ne yaparsam yapayım başa güreşmezsem yapamam, tabiatımda yok. O bakımdan 'Şimdi gel, artık meşhur oldun, memlekete bir şeyler yap' diyorlar. Benim yaşımda bir insanın burada laboratuvar kurup, üst seviyede araştırma yapması 5-10 yıl alır. Şimdi 70 yaşıma yaklaşıyorum, 80 yaşındaki adamdan da çok yüksek seviyede verim alamazsınız. Herkes söylüyor 'Artık senin başka bir görevin de var. Türk gençleri seni örnek alıyor, senden ilham alıyor.' Bu da bir görevdir, inşallah o görevi yerine getirmeye çalışacağım."
"Bilim adamı olmadan önce bir futbol kariyeriniz olmuş, futbolcu olmayı çok ister miydiniz?" sorusu üzerine Sancar, "Beni o kadar çok çalıştırdınız ki dün Galatasaray Fenerbahçe'yi yenmiş, haberim yok. Haberim olsaydı oturur izlerdim. Galatasaray üyeliğim var, ben giderim." dedi.
Galatasaray üyelik kartını gösteren Sancar, "Futbolcu olmak istediğimde, milli takımda oynamak istiyordum, hayattaki gayem oydu." diye konuştu.
Konferansın sonunda GTÜ Rektörü Prof. Dr. Haluk Görgün, Sancar'a çini işlemeli vazo hediye etti.
İL PROTOKOLÜ, AKŞAM YEMEĞİNDE SANCAR İÇİN BULUŞTU
Sancar, öğrencilerle buluşması ve sunumunun ardından rektörlük konutuna geçerek bir süre dinledi. Konutta Sancar’ı ziyaret eden Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu kendisi ile bir süre sohbet etti. Ardından GTÜ Sosyal Tesislerinde Sancar için verilen, il protokolünün katıldığı yemeğe geçildi. Yemeğe Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Gebze Kaymakamı Mehmet Arslan, Çayırova Kaymakamı Turgut Çelenkoğlu, Dilovası Kaymakamı Hulisi Şahin, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Saadettin Hülagü, Gebze Cumhuriyet Başsavcısı Cemil Kuyu, Kocaeli İl Emniyet Müdürü Levent Yarımel, KSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, KTO Başkanı Murat Özdağ, GTO Yönetim Kurulu Başkanı Nail Çiler, Ak Parti Gebze İlçe Başkanı Hasan Soba, il ve ilçe kurum müdürleri, OSB başkanları ve akademisyenler katıldı. Sıcak bir sohbet ortamında geçen yemekte katılımcılar Sancar’a Nobel ödülü için ve kentimize geldiği için teşekkür ederek iyi dileklerde bulundular. Yemeğin ardından birlikte hatıra fotoğrafı çekilerek Sancar GTÜ’den uğurlandı.