ANKARA (İGFA) - Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Karayolları Genel Müdürlüğü'nde gerçekleştirilen 71. Bölge Müdürleri Genel Toplantısı'nda konuştu. Her gün Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı için koydukları hedeflere bir adım daha yaklaştıklarının altını çizen Bakan Karaismailoğlu, karayolları yatırımlarının Türkiye'nin, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olma yolunda her daim en önemli dayanağını oluşturduğunu söyledi.

Yatırımların etkisiyle yıllık ortalama 1 milyon 20 bin kişilik istihdam imkanı doğduğunu anlatan Karaismailoğlu, ulaşım ve haberleşme alanında yatırımlara hızla devam edeceklerini belirtti. Ulaşım sistemlerini "bütünleşik mod" esasına göre değerlendirdiklerine işaret eden Karaismailoğlu, kara yoluyla yapılan yük ve yolcu taşımacılığının, hava yolu, demir yolu ve deniz yoluyla her noktada birleşerek etkin lojistik sistem oluşturulması için gayret gösterdiklerini kaydetti. Demir yollarını yeniden devlet politikası haline getirdiklerini anlatan Karaismailoğlu, Haziran ayı itibarıyla Ankara-Sivas ve Konya-Karaman YHT hattının devreye gireceğini söyledi. 

TÜRKİYE'NİN STRATEJİK HAMLESİ: KANAL İSTANBUL

Bu arada son dönemde gündemde olan Kanal İstanbul'a da değinen Bakan Karaismailoğlu, gelişen ticaret yolları açısından  Kanal İstanbul'un öneminin daha da dikkat çektiğini söyledi. Kanal İstanbul'un imar planlarının tamamlandığını belirten Karaismailoğlu, "Çok yakın bir zamanda projeye başlayacak ve kısa sürede tamamlayacak güçte ve kararlılıkta olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isterim" dedi. 

2050 YILI ÖNGÖRÜSÜ

Giderek artan boğaz geçişi talebinin, şehir içi deniz trafiğini imkansız hale getireceğini, gemi bekleme sürelerini uzatacağını ve en önemlisi çevre felaketlerine neden olabilecek kaza olasılıklarını artıracağını vurgulayan Karaismailoğlu, 2050'de yıllık 78 bin gemi geçişinin öngörüldüğü İstanbul Boğazı'nda olası duraksamanın dünya ve ülke ekonomisini çok ciddi zararlara uğratabileceğini öne sürdü. Gemi hacimlerinin büyümesi, tehlikeli maddelerin bu gemilerle taşınmasının riskin boyutlarını daha da artırdığını kaydeden Bakan Karaismailoğlu, "İstanbul Boğazı keskin dönüşleri, dip akıntıları ve yoğun trafiği yüzünden yönetilmesi zor bir su yoludur. Bugün yaklaşık 14 saat olan bekleme süreleri, ileriki yıllarda 48 saatlere varacak. Bu da küresel ticaret akışını olumsuz yönde etkileyecek etkendir. Kanal İstanbul ise gemi geçişi için ideal bir su yolu olarak projelendirilmiştir. Etkin bir lojistik yönetimle gemiyi kumanda eden otonom kılavuz kaptan desteğiyle, akıllı seyrüsefer sistemleri kapsamında gemilerin yüzde 100 güvenli geçişi sağlanacak" diye konuştu. 

Öte yandan Kanal İstanbul'un Türkiye'nin vizyon projesi olduğu kadar dünya ölçeğinde bakıldığında da en büyük lojistik projelerinden biri olduğuna dikkati çeken Bakan Karaismailoğlu, söz konusu projenin imar planları tamamlandığını, ihale hazırlıklarının sürdüğünü kaydetti.