Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin üçüncü durağı Bursa oldu. Festivalin ilk günü olan 1 Haziran'da Bursa, Türk sinemasının “Sultan”ı Türkan Şoray’ı ağırladı.BURSA (İGFA) - 1-9 Haziran tarihleri arasında tam 9 gün boyunca Bur...
Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin üçüncü durağı Bursa oldu. Festivalin ilk günü olan 1 Haziran'da Bursa, Türk sinemasının “Sultan”ı Türkan Şoray’ı ağırladı.
BURSA (İGFA) - 1-9 Haziran tarihleri arasında tam 9 gün boyunca Bursa birbirinden renkli etkinliklere ev sahipliği yapmaya başladı.
Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında, Yeşilçam’ın Sultan’ı Türkan Şoray, Tayyare Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda Bursalılarla buluştu. Şoray, Bursa’da olmaktan dolayı çok mutlu ve heyecanlı olduğunu söyledi.
Türkan Şoray ile söyleşi gerçekleştiren Akademisyen Doç. Dr. Rıfat Becerikli, “Yeşilçam döneminde en fazla kostüm kullanılan film rekorunun 35 kostümle ‘Dünyanın En Güzel Kadını’ filmine ait olduğunu açıkladı. Şoray bunun üzerine, bütün filmlerindeki kostümlerini kendisinin tasarladığını söyledi.
İlk yönetmenlik yaptığı filmin “Dönüş” filmi olduğunu söyleyen Şoray, “Hem oynayıp hem yönetmeyi Yılmaz Güney yapabiliyordu. Kameranın bir önü bir arkası… Böyle bir şey olamaz, böyle 4 tane film çektim. Beşinci filmim ise “Uzaklarda Arama” oldu ama o filme sadece yönetmenlik yaptım. Türk sineması erkek egemendi, oyuncular kadın. Şimdi daha çok çoğaldı kadın yönetmenler. Fakat ister istemez yönetmenlerle çalıştığınız için bir şeyler öğreniyorsunuz. Sete ilk gittiğim gün herkes erkekti, yönetmen setin hakimidir. Öyle bir disiplin kurması lazım. Kendimden emin gibi davrandım. Ama film bittikten sonra iki kaşımın ortasında çizgi kaldı, biraz zorlandım ama ikinci filmden itibaren müthiş bir saygıyla karşılandım” diye konuştu.
SİNEMA BANA BİR DİPLOMA VERDİ
Gençlere kitap okumalarını ve kendilerini geliştirmeleri yönünde tavsiyelerde de bulunan Şoray, "Sinema bana bir diploma verdi. Seyircilerim bana bir diploma verdi. 'Neden eğitimini tamamlamadınız?' diye sorabilirsiniz. Okula gidiyordum ve okulu, öğretmenlerimi çok seviyordum, onlar beni çok seviyorlardı. Çok çalışkan bir talebe değildim, yaşlı bir dedem ve babannem ile yaşıyordum. Annem ve babam ayrılmışlardı. Ben derslerimi kendi kendime çalışıyordum ve notlarım çok iyi geliyordu. Bir gün okula giderken annemin ev sahibinin kızı sinemacıymış, ordan teklif gelince benim eğitimim yarım kaldı” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: "Dünyadaki bütün kitapları okumak istiyorum. 10 lisan öğrenmek istiyorum. Piyano çalmak istiyorum”
“Selvi Boylum Al Yazmalım filminin sonu size bırakılsaydı, emeği mi seçerdiniz aşkı mı?” sorusuna ise Şoray şöyle cevap verdi: “Size çok samimi söylüyorum, gerçekten emeği seçerdim. Aşkımdan ölsem de… Çünkü çok hak ediyor, kucaklıyor, sahip çıkıyor, seviyor, güven veriyor. Hayatta güven duygusu bir kadın için çok önemli” dedi.