Çanakkale'de 18 Mart 1915'te olağanüstülüklerin yaşandığı savaşta Bu zafer, tarihe "Çanakkale Deniz Zaferi" olarak geçti ve Çanakkale'nin geçilmezliği tüm dünyaya ispat edildi.
Çanakkale'de 18 Mart 1915'te elde edilen deniz zaferi, tarihte bir dönüm noktası oldu ve Çanakkale'nin geçilmezliğini kanıtladı. Birinci Dünya Savaşı'ndaki pek çok cephe ve muharebe alanları arasında, tarafları en çok etkileyen, bugün de dünya tarih literatüründe en çok anılan cephe olan Çanakkale'de, dünya denizlerine çıktığından bu yana hiç yenilmeyen, bu özelliğiyle de "yenilmez armada" olarak tarihe geçen İngiliz donanması ağır bir yenilgiye uğratıldı.
İngiltere, Fransa, İtalya'nın sömürge ülkelerinden getirdiği milletlerin çocuklarını savaşa sürmesinin yanı sıra kara, deniz ve hava kuvvetlerinin ilk kez kullanılmasıyla da özel bir öneme sahip Çanakkale'de dünya muharebesi yaşandı.
Birinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde girdiği savaşlar, ülke içindeki karışıklıklar ve ekonomik sıkıntıların yanı sıra çeşitli sorunlarla uğraşan Osmanlı Devleti, girmek istemediği savaşa "itilerek" dahil edildi. Avrupa'daki savaşın mevzi çatışmalarına dönüşmesi üzerine İngiltere, Çanakkale ya da Balkanlar'da yeni bir cephe açıp İstanbul'u ele geçirerek, Osmanlı Devleti'ni Almanya'dan ayırmayı amaçladı.
Osmanlı güçlerinin 3 Şubat 1915'te Süveyş Kanalı'na taarruzu sonuç vermeyince İngiltere, Mısır'daki güçlerini boğazlara yöneltti.
Bütün planlarını önceden yapan ve kesin kazanacağını düşünen İngiltere donanması, Türk milletinin tecrübesi, bilgisi ve askerlerinin birikimiyle Çanakkale'ye gömüldü.
İlk bombardıman 19 Şubat'ta başladı
İtilaf devletleri, 12'si İngiliz, 4'ü Fransız olmak üzere 16 muharebe gemisi, 6 muharip, 14 mayın arama tarama ve 1 uçak gemisinden oluşan donanmasıyla 19 Şubat 1915 sabahı, ''Müstahkem Mevki Methal Grubu Bataryaları''na bombardıman başlattı. Methal Grubu'nda Ertuğrul, Seddülbahir, Kumkale, Orhaniye bataryaları ile Erenköy civarında yerleştirilmiş bir kısım seyyar obüs bataryası, Merkez Grubu'nda ise Anadolu ve Rumeli bataryaları bulunuyordu.
Hava şartlarının olumsuzluğu nedeniyle ikinci bombardıman 25 Şubat'ta yapıldı. 26 Şubat-17 Mart arasında ise itilaf devletleri donanması ileri teknoloji sistemleriyle mayın arama taraması gerçekleştirdi. Ancak 17-18 Mart gecesi Binbaşı Nazmi Bey ve Yüzbaşı Hakkı Bey'in komutasındaki Nusrat Mayın Gemisi, Erenköy koyuna ve Boğaz'a mayın döşedi.
Nusrat'ın 26 mayını
18 Mart günü Çanakkale boğazını geçmek için bir kez daha harekete geçen itilaf devletleri donanmasına yönelik saat 11.15'te ilk atışlarla büyük bir taarruz başlatıldı. Önemli gemilerin ilk taarruzda yara almasının ardından savrulan İngiliz ve Fransız donanması, güneye yöneldi. Erenköy mevkiine gelen gemiler, bu kez de Nusrat Mayın Gemisi'nin döşediği 26 adet mayınla karşı karşıya kaldı. Mayınlara çarpan gemilerin batması ve yan yatmasıyla tarihin akışı değişti.
Ayrıca Rumeli kıyılarında Seyit Onbaşı'nın attığı 275 kilogramlık top mermisinin de itilaf devletlerinin geldikleri gibi gitmelerinde büyük yeri oldu. Saat 18.00'e kadar süren şiddetli çatışmalar sonunda, itilaf devletleri donanmasının üç muharebe gemisi Bouvet, Irresistible ve Ocean zırhlıları batarken 2 muharebe gemisi ile 1 muharebe kruvazörü de yara aldı.
Olağanüstü anların yaşandığı savaşta Osmanlı Devleti kesin zafer elde etti. Bu zafer, tarihe "Çanakkale Deniz Zaferi" olarak geçti ve Çanakkale'nin geçilmezliği tüm dünyaya ispat edildi.
ÇANAKKALE ZAFERİ'NDE MUSTAFA KEMAL'İN ROLÜ
– I. Dünya Savaşı başladığında Bulgaristan Sofya’da “ateşemiliter” olan Mustafa Kemal, “Avrupa’daki rahatını” bırakarak “vatan ve millete borcunu ödemek için” adeta “gönüllü” olarak Çanakkale Savaşlarına katılmıştır. Mustafa Kemal, Kasım 1914’te, Başkomutanlık Vekaleti’ne müracaat ederek cephede aktif bir göreve getirilmek istemiş, ancak kendisine, “Sizin için orduda her zaman bir görev vardır. Ancak Sofya Ateşemiliterliği’ni daha önemli gördüğümüzden sizi orada bırakıyoruz” cevabı verilmiştir. Bunun üzerine Mustafa Kemal, Aralık 1914’te Sofya’dan Başkomutan Vekili Enver Paşa’ya bir mektup yazarak cephede aktif görev alma isteğini yenilemiştir: “Vatanın müdafaasına ait faal vazifelerden daha mühim ve yüce bir vazife olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken ben Sofya’da ateşemiliterlik yapamam! Eğer birinci sınıf subay olmak liyakatinden mahrumsam, kanaatiniz bu ise, lütfen açık söyleyiniz.”
– Mustafa Kemal, bu ısrarları üzerine, 20 Ocak 1915’te, Esat Paşa komutasındaki, 3. Kolordu’ya bağlı olarak Tekirdağ’da kurulacak 19. Tümen Komutanlığı’na atanmıştır.
MUSTAFA KEMAL ÇANAKKALE SAVAŞI'NA YARBAY OLARAK KATILDI
– Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşlarına “yarbay” olarak başlamıştır, fakat beş hafta sonra 1 Haziran 1915’te “albay” olmuştur.
– 2 Şubat 1915’te Tekirdağ’a gelen Mustafa Kemal 19. Tümeni kurma çalışmalarına başlamış, 25 Şubat 1915’te, Tekirdağ’daki 19. Tümen Komutanlığı, Maydos (Eceabat)’a nakledilmiş ve Mustafa Kemal 19. Tümen ve Maydos Bölge Komutanlığı’na getirilmiştir. (19. Tümene ek olarak, 9. Tümenin 2 piyade alayı bazı topçu birlikleri de Maydos Bölge Komutanlığı emrine verilmiştir.)
– 23 Mart 1915’te Maydos Bölgesi Komutanlığı genişletilerek, “Müstehkem Mevki Rumeli Bölgesi Komutanlığı” adını almış ve komutanlığına Albay Halil Sami Bey getirilmiştir. Mustafa Kemal’in komuta ettiği 19. Tümen ordu yedeğine alınarak 3. Kolordu Komutanlığı’nın emrinde yine Maydos’ta bırakılmıştır. 24 Mart 1915’te Mustafa Kemal, bir aydır devam ettirdiği Maydos Bölgesi Komutanlığı’nı Albay Halil Sami Bey’e bırakarak 19. Tümen Komutanlığı’na dönmüştür.
– 18 Nisan 1915’te, Mustafa Kemal’in komutasındaki 19. Tümen, Çanakkale’ye yeni atanan Mareşal Liman von Sanders’in komutasındaki 5. Ordu’nun yedeğine alınarak Bigalı köyüne gönderilmiştir. Böylece Mustafa Kemal, Maydos’tan Bigalı’ya geçmiştir.
– Çanakkale Savaşı öncesinde, Osmanlı ordusunun başındaki Alman General Liman von Sanders Paşa, Çanakkale’ye İngiliz çıkarmasının, Saroz Körfezi ve Anadolu kıyılarından, özellikle Bolayır’dan yapılacağını düşünürken, Yedek Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, Çanakkale’ye İngiliz çıkarmasının Anafartalar bölgesinden; Alçıtepe ve Kocaçimen’den yapılacağını belirtmiştir. Gelişmeler, Mustafa Kemal’i haklı çıkarmıştır.
'BEN SİZE TAARUZU EMRETMİYORUM ÖMEYİ EMREDİYORUM'
– 25 Nisan 1915’te İngiliz, Fransız ve Anzak birlikleri Çanakkale’de sabaha karşı Arıburnu, Seddülbahir ve Kumkale sahillerinden çıkarma yapmaya başlamıştır. Seddülbahir’e çıkan düşman, kıyı topçusunun yoğun ateşi ve kuvvetlerimizin karşı taarruzuyla durdurulmuş, Kumkale kıyılarından yapılan çıkarma gelişememiş, Arıburnu’na çıkan düşman ise, Mustafa Kemal komutasındaki birliklerce geri püskürtülmüş ve bozguna uğratılmıştır.
Çanakkale’ye 25 Nisan 1915’te, saat 05:30 civarında ayak basan düşman çıkarma birlikleri, 09:45’te karşılarında Mustafa Kemal’i ve 57. Alayı bulmuşlardır. 25 Nisan 1915’teki ilk çıkarma başladığında Çanakkale Bigalı Köyü doğusunda Değirmenlik mevkiindeki karargahında bulunan 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, çıkarmayı haber alır almaz, (Maltepe’deki 77 Alay ve 9. Tümenden aldığı raporlarla), inisiyatif kullanarak, 07:45’de karargahından hareket etmiş ve 57. Alayla birlikte saat 09:40’da Kocaçimen’e varmıştır. Orada yaklaşık 10 dakika 57. Alayı dinlenmeye bırakarak kendisi atına atlayıp sarp araziden Conkbayırı’na gitmiştir. Buraya geldiğinde, 27. Alay 2. Taburun “Balıkçı Damlarındaki” savunma müfrezinden arta kalan erlerin, 261 rakımlı tepeye (Conkbayırı’nın güneyindeki platonun üzerinden kuzeye) doğu geri çekildiklerini görmüştür. İşte tam o an atından inen Mustafa Kemal, düşmandan kaçan Türk erlerinin tam önünde durarak o ünlü “düşmandan kaçılmaz” konuşmasını yapmış; kaçan erlere süngü taktırıp yere yatırarak, bozguna uğramış bir birlikten arta kalanlardan bir savunma hattı kurmuştur. Mustafa Kemal komutanlara verdiği emirde: “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir” demiştir. Türk ordusunun yeniden savaş durumuna geçtiğini gören düşman kuvveti neye uğradığının şaşkınlığını yaşarken imdada yetişen 57. Alay ve 8. Tabur düşmana saldırmıştır. Conkbayırı sırtlarında yaşanan boğaz boğaza çatışma sonunda 57. Alayın neredeyse tamamı şehit olmuş, ama düşman çıkarması da sonuçsuz kalmıştır. Mustafa Kemal’in ifadesiyle “kazandığımız an bu andır.” Mustafa Kemal, yönettiği, 25 Nisan 1915 taarruzunu, gece saat 10:00’da 3. Kolordu Komutanlığı’na çektiği telgrafta şöyle anlatmıştır: “Sağ kanatta Alay 57, sol kanatta Alay 77, Alay 27, Arıburnu istikametinde taarruz etmektedir. Düşman mavnalara binip kaçmaya başladı. Umum cephede düşmana taarruz ve (düşmanı) takip ediyorum. Sağ kanatta taarruz eden Alay 57’yi Alay 72’den bir taburla takviye ederek hücuma sevk ediyorum.”
– Mustafa Kemal, 25 Nisan 1915’teki Arıburnu taarruzunda gösterdiği başarıdan dolayı “Arıburnu Kuvvetler Komutanlığı”na getirilmiş ve 25 Nisan 1915’ten 16 Mayıs 1915’e kadar bölgedeki tüm kuvvetleri tek başına komuta etmiştir.
– 25/26 Nisan 1915’te düşman Arıburnu ve Conkbayırı’ndan yeni çıkarmalar yapmış ve her seferinde karşısında Mustafa Kemal’in komutasındaki Mehmetçiği bulmuştur. Örneğin, 26 Nisan tarihinde Conkbayır’na yapılan taarruzu Mustafa Kemal, daha sonra Kemalyeri diye adlandırılacak yerden yönetmiş, Kanlısırt – Kırmızısırt hattında düşmana ağır kayıplar verdirerek, düşmanı kıyıya çekilmeye zorlamıştır.
– Bu başarılarından dolayı 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa, 27 Nisan 1915’te, Mustafa Kemal’e bir kutlama telgrafı çekmiştir :“Başarınızı kutlarım. Raporlarınızı Başkomutanlık Vekaleti Yüksek Makamına arz ediyorum… Emrinize verilen 33. Alay’la birlikte düşmanı denize dökünüz. Donanmamız bizi ateşle destekleyecektir. Tanrı’nın yardımı bizimledir.” Esat Paşa, 30 Nisan 1915’te bir kere daha Mustafa Kemal’e kutlama telgrafı çekmiştir: “Geceli gündüzlü devam eden harbi, başarı ile yöneterek her an bir başka surette belirmekte olan fedakar hizmetlerinizin devamını bekler, sizi yürekten kutlarım.”
– Mustafa Kemal, Çanakkale’deki başarılarından dolayı 30 Nisan 1915’te Gümüş İmtiyaz Madalyası almış, bunu Altın ve Gümüş Liyakat Madalyaları izlemiştir. (Mustafa Kemal’i günahı kadar sevemeyen Enver Paşa, bu madalyaları herhalde Mustafa Kemal’in mavi gözleri için vermemiştir.)
– 1 Mayıs 1915’te, Mustafa Kemal’in komutasındaki 19. Tümen, Arıburnu cephesinde düşmana taarruz etmiş, istenen sonuç alınamayınca, Mustafa Kemal, 2 Mayıs’ta taarruzu durdurmuştur.
– 9/10 Mayıs 1915’te Arıburnu cephesinin sağ yanından taarruza geçen düşman, Mustafa Kemal’in 19. Tümeni’ne bağlı birliklerce durdurulmuş ve geri püskürtülmüştür.
– 10 Mayıs 1915’te, Mustafa Kemal’in Arıburnu muharebelerini yönettiği tepeye, 3. Kolordu Komutanlığı’nın günlük emriyle- “Kemalyeri” adı verilmiştir.
– 11 Mayıs 1915’te Başkomutan Vekili Enver Paşa, öğleden sonra 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa’yla birlikte Kemalyeri’ndeki Arıburnu karargahına gelerek cephe hakkında Mustafa Kemal’le görüşmüştür.
– 16 Mayıs 1915’te, Edirne Valisi Hacı Adil Bey, Gelibolu Mutasarrıfı Rıfat, Maydos Kaymakamı Rahmi, Keşan Kaymakamı, Gelibolu Jandarma Komutanı’nın oluşturduğu bit heyet, 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa’yla beraber Kemalyeri’nde Mustafa Kemal’i ziyaret ederek cephede gösterdiği fedakarlık ve kahramanlık nedeniyle kendisini tebrik etmişlerdir.
– 17 Mayıs 1915’te Mustafa Kemal, Arıburnu Kuvvetleri Komutanlığı’ndan ayrılarak 19. Tümen Komutanlığı’ndaki görevine dönmüştür. Ayrıca 19. Tümen, Kuzey Grubu Komutanlığı’na bağlanmıştır. Mustafa Kemal, Arıburnu Komutanlığı’ndan ayrılırken emrindeki birliklere yazdığı veda yazısında: “23 gün sevk ve idare etmek mutluluğu kazandığım siz demir kitlenin, Tanrı’ya sığınarak yaptığı hücum iledir ki düşmanın 20.000’i aşan kuvveti Arıburnu’nda yok edildi. Yirmi üç günlük ateşli ve kanlı ortak çabalarımız anısının samimi ve temiz duyguyla korunacağından eminim.” demiştir.
– 17 Mayıs 1915’te Mustafa Kemal’e, Arıburnu muharebelerindeki başarısından dolayı padişah adına “Muharebe Altın Liyakat Madalyası” verilmiştir.
– Mustafa Kemal, 8 Ağustos 1915’te Anafartalar Gurup Komutanlığı’na getirilmiştir. Bu görevi Çanakkale’den ayrılacağı 10 Aralık 1915’e kadar devem etmiştir. Anafartalar Grup Komutanı olarak emrinde 3 kolordu (2.16.15. kolordular) vardır. Bu, Ordu Komutanlığı niteliğinde bir komutanlıktır. Turgut Özakman’ın da belirttiği gibi, “Çanakkale Savaşı boyunca, Liman Paşa dışında hiçbir komutan, bu kadar uzun zaman, bu kadar çok birliği ve bu kadar geniş bir alanı komuta etmemiştir.” (Özakman, age, s. 112).
– 23 Mayıs 1915’te, gösterdiği başarılardan dolayı Mustafa Kemal’e Alman İmparatoru tarafından “Demir Haç” nişanı verilmiştir.
– 30 Mayıs 1915’te, Çanakkale Ağıldere’de İngilizlerle şiddetli çarpışmalar yaşanmış, Mustafa Kemal’in komuta ettiği ordular Ağıldere muharebesini kazanmıştır.
– 1 Haziran 1915’te Mustafa Kemal’in albaylığa yükselmesi nedeniyle Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili Enver Paşa, Mustafa Kemal’e “tebrik telgrafı” çekmiştir: “Yeni rütbenizi tebrik ederim. Bu terfi, görmekte olduğunuzu büyük ve fedakarane hizmetlerinize karşılık bir mükafat değil, ancak memlekete daha mühim ve ordumuza daha kıymetli hizmetler görebilecek mevkilere erişmek için geçilmesi gereken bir basamaktır”
– 4/5 Haziran 1915’te İngilizlerin gece Arıburnu cephesindeki siperlere saldırmaları üzerine başlayan mücadeleyi, sabaha karşı Düztepe’deki karargahından Tümen cephesine gelen Mustafa Kemal yönetmiştir. 19.Tümen birlikleri, işgal edilen siperleri düşmandan geri almıştır.
– 7 Haziran 1915’te Mustafa Kemal, Kemalyeri’ne giderek 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa’yla görüşmüş ve tümeni için yeterli miktarda el bombası istemiştir.
– 29 Haziran 1915’te, Başkomutan Vekili Enver Paşa, Şehzade Ömer Faruk Efendi ve İstanbul Milletvekili Hüseyin Cahit Yalçın, Gelibolu’da 5. Ordu Karargahı’nı ve Kemalyeri’ni ziyaret etmişler. Daha sonra da Düztepe’de 19. Tümen Karargahı’nda Mustafa Kemal’i ziyaret etmişlerdir.
– 15 Temmmuz 1915’te Mustafa Kemal’e başarılarından dolayı, “Takfon” (nikel, bakır, çinko alaşımı) Harp Madalyası verilmiştir.
– 16 Temmuz 1915’te gazeteci, yazar ve şairlerden oluşan bir heyet Gelibolu’ya gelerek 5. Ordu ve 3. Kolordu karargahlarını gezmiştir. Heyet, Cesarettepesi’ne giden yolun düşman kontrolünde olmasından dolayı Mustafa Kemal’i ziyaret edememiş, fakat telefonla konuşarak başarılar dilemiştir.
– 6/7/8 Ağustos 1915’te İngilizlerin Arıburnu cephesine ve Conkbayırı’na saldırmaları üzerine çok kanlı çarpışmalar olmuştur. Mustafa Kemal, 7 Ağustos 1915’te saat 05:05’te, Kuzey Gurubu Komutanlığı’na yazdığı raporda: “Düşman gece yarısından başlayarak topçusuyla şiddetli ateş altına aldığı 18. ve 27. Alay cephelerine, saat 04:30’da hücum etmişse de Tanrı’nın yardımıyla ağır kayıplar verdirilerek hücum sonuçsuz bırakılmıştır.” demiştir.
– 8 Ağustos 1915’te, Conkbayırı İngilizlerin eline geçmiştir. Mustafa Kemal, saat 19:00’da Kuzey Grubu Komutanı Esat Paşa’ya, Conkbayırı bölgesindeki kritik durumu belirterek 5. Ordu Komutanı Liman von Sandersi’i ikaz etmesini bildirmiştir. Conkbayırı’ndaki durumun iyice kötüye gitmesi üzerine, 5. Ordu Komutanı Liman von Sanders adına Kurmay Başkanı Albay Kazım (İnanç), Mustafa Kemal’i telefon başına çağırarak “durumu nasıl gördüğünü” sormuştur. Mustafa Kemal bu soruya: “Bütün mevcut kuvvetlerin, komutam altına verilmesinden başka çare kalmamıştır!” diye cevap verince, şaşıran Kurmay Başkanı, “Çok gelmez mi?” diye sorunca, Mustafa Kemal: “Az gelir!” cevabını vermiştir. İşte o kritik aşamada Mustafa Kemal gece saat 21:45’te Maraşal Liman von Sanders’in emriyle Anafartalar Grubu Komutanlığı’na getirilmiş ve 9 Ağustos günü sabahın ilk ışıklarıyla taarruz emri verilmiştir. Mustafa Kemal, gece saat 01:30’da Anafartalar Grubu Komutanlığı karargahının bulunduğu Çamlıtekke’ye giderek grubun komutasını eline almıştır.
– 9 Ağustos 1915’te Mustafa Kemal’in komutasındaki kuvvetler Anafartalar bölgesinde düşmana saldırmıştır. Mustafa Kemal, 7. ve 12. Tümenlerin sabaha karşı başlayan taarruzunu, Anafartalar bölgesindeki bir tepeden başından sonuna kadar yönetmiştir. Düşman bozguna uğrayarak kaçmıştır. Taarruz sonrasında Mustafa Kemal akşamüzeri Anafartalar’dan ayrılıp Conkbayırı’na hareket etmiştir. Yol üzerinde Çamlıtekke’de, Liman von Sanders ile görüşerek akşam, Conkbayırı ile Suyatağı arasındaki 8. Tümen Karargahı’na gelmiştir. Burada son durumu inceleyerek, 10 Ağustos şafağında yapılacak taarruzun son hazırlıklarını tamamlamıştır.
– 10 Ağustos 1915’te, Mustafa Kemal, İngilizlerin 8 Ağustos’ta ele geçirdiği Conkbayırı’na taarruz etmiştir. Mustafa Kemal taarruz öncesinde askerlerine: “Askerler! Karşınızdaki düşmanı mağlup edeceğinize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Evvela ben ileri gideyim. Siz, ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birlikte atılırsınız.” 8. Tümen alayları tarafından başlangıçta sadece süngü hücumuyla gerçekleşen bu taarruzda 4 saat süren kanlı süngü muharebeleri sonunda Conkbayırı’nıın tamamı ele geçirilmiştir. Düşmana çok büyük kayıplar verdirilen bu savaş sırasında Mustafa Kemal, göğsündeki saate isabet eden bir şarapnel parçasıyla yaralanmıştır. Mustafa Kemal, Conkbayırı’nı geri aldıktan sonra öğleden sonra 8. Tümene veda ederek Anafartalar Grubu Karargahı’na dönmüştür.
18-03/16/mustafa-kemal-canakkale-savasi.jpg
– 16 Ağustos’ta İngilizler, Anafartalar cephesindeki Kireçtepe’ye taarruz etmiş, Mustafa Kemal ateş hattında 5. Tümen Karargahı’nın bulunduğu 161 rakımlı tepeden savaşı yönetmiştir.
MUSTAFA KEMAL'E ÜSTÜN HİZMETLERİNDEN DOLAYI GÜMÜŞ LİYAKAT MADALYASI
– 1 Eylül 1915’te Mustafa Kemal’e, Gelibolu’daki “üstün başarılarından” dolayı Gümüş Liyakat Madalyası verilmiştir.
– Mustafa Kemal, Çanakkale’de 20 Eylül 1915’te rahatsızlanmıştır.
– Mustafa Kemal, 27 Eylül 1915’te Liman von Sanders’e,, Anafartalar Grubu Komutanlığı’ndan istifa edeceğini bildirmiştir. İstifa gerekçesi olarak, Enver Paşa’nın son gelişinde kendisini ziyaret etmemesini göstermiştir. Ancak istifası kabul edilmemiştir.
– 31 Ekimde Enver Paşa, 3 Kasımda Ayan ve Mebusan Meclisi üyeleri Çanakkale’de Mustafa Kemal’i ziyaret etmiştir.
– 7 Kasım 1915’te, İngiliz Savaş Kabinesi Çanakkale’yi boşaltma kararı almıştır.
– 11 Aralık 1915’te Mustafa Kemal İstanbul’a gelirken, onun yerine Anafartalar Grubu Karargahı’na Fevzi (Çakmak) Paşa atanmıştır.
– 19/20 Aralık 1915’te İngilizler, Çanakkale’deki siperleri boşaltarak çekilmeye başlamışlardır.
Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşları’ndaki bütün planlarını, kararlarını, emirlerini, başarılarını, yaşanan sıkıntıları ve çelik iradesini “Anafartalar Muharebelerine Ait Tarihçe” ve “Arıburnu Muharebeleri Raporu” adlı anılarından belgeleriyle ve bütün ayrıntılarıyla anlatmıştır. Bunlar yayınlanmıştır. Mustafa Kemal’in anlattıklarını, Çanakkale Savaşlarına katılan diğer komutanların anıları da doğrulamaktadır. Ayrıca, Çanakkale Savaşları sırasındaki “emirler, “yazışmalar”, “mektuplar”, “raporlar” bugün elimizdedir. Bunlara bakılınca Mustafa Kemal’in Çanakkale’de nasıl bir “inanç” ve “cesaretle” mücadele ettiği, askerlerinin en önünde nasıl hücumlara kalktığı, nasıl savaşıp nasıl kazandığı bütün çıplaklığıyla gözler önüne serilmektedir.
Kaynak: Çanakkale geçilmez