Bursa Tabip Odası, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine yönelik yazılı açıklama yaptı. Oda yönetimi, devletin tüm yurttaşların olduğu gibi kadınların yaşam hakkını koruma sorumluluğundan çekilemeyeceğini söyledi.
BURSA (İGFA) - Bursa Tabip Odası, kısa adıyla İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen 2011 yılında ilk imzayı Türkiye’nin attığı Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin kadına yönelik şiddetin tanınması ve buna karşı verilen hukuk mücadelesinin dayanağı olması açısından oldukça önemli olduğunun altını çizdi.
Şiddet gören kadın şiddet gördüğü eve geri gönderilirken, şiddet uygulayanlara mahkemelerde iyi hal indirimi uygulanırken, pek çok kadın ‘devlet koruması’ altındayken öldürülürken İstanbul Sözleşmesinin uygulandığından bahsetmek mümkün olmadığını kaydeden Oda yönetimi, "Buna rağmen 'zaten sözleşme maddeleri uygulanmıyordu!' demek doğru bir yaklaşım değildir. Bu sözleşme kadın ve aile içi şiddeti önleme ve kadının toplumsal rolleri üzerine bir kazanımdır. Sözleşme maddelerinin uygulanması bir mücadele alanıdır. Kadına şiddet ve aile içi şiddet durumlarında hukukçular bu sözleşme ve 6284 sayılı yasa maddelerine atıfta bulunarak şiddet mağdurlarını savunarak, şiddet uygulayanın uygun cezayı almasını talep ediyorlardı" dedi.
"Devletin tüm yurttaşlarının olduğu gibi kadınların yaşam hakkını koruma sorumluluğundan da çekilemez" diyen Tabip Odası yazılı açıklamasında, "Kadını eğitimden ve toplumsal yaşamdan kopartarak ona eş ve anne rolü biçen, üstlenmek zorunda bırakıldığı toplumsal ve aile içi rolleri erdem ve fedakarlık gibi söylemlerle kutsayan, kendisine biçilen gömleğe sığmayınca da şiddete maruz kalarak yaşam hakkına göz koyulan kadının erkek egemen düzende yeri yoktur.
Ancak kadın, insanlığın her ilerici kavşağında sorumluluk almıştır, alacaktır. Eşit ve özgür bir dünya mücadelesindeki yeri erkeklerle omuz omuza ve en ön safta olacaktır. İstanbul Sözleşmesine Dokunmayın" ifadelerine yer verdi.