2011 yılında vefat eden 54. Hükümetin Başbakanı ve Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, vefatının yıl dönümünde dünyanın çeşitli noktalarında yapılan programlarla anılmaya devam ediyor.

Erbakan Haftası kutlamaları kapsamında geleneksel hale gelen ve her yıl çeşitli programlarla yad edilen Necmettin Erbakan’ı öğrencileri anmaya devam ediyor. Bu programlara bir yenisi de önceki akşam Çayırova Belediyesi kültür salonunda yapılan program oldu. Saadet Partisi Çayırova ilçe başkanlığı tarafından organize edilen geceye Avrupa İGMG kurucularından Necati Toprak, Milli Görüş’ün mihenk taşlarından araştırmacı, tarihçi yazar Ekrem Şama, Gebze eski belediye başkanı Mehmet Emin Akın, İYİ Parti İlçe Başkanı Beyler Sevindik, ÖĞDER Başkanı Muzaffer Çetin, Beyaz Ay Derneği Başkanı Furkan Eşitti, meclis üyeleri, il yöneticileri, STK temsilcileri ve çok sayıda parti mensubu katılım sağladı. Geceye sanatçı Ammar Acarlıoğlu da ezgileriyle coşku ve heyecan kattı.

SADECE ALLAH RIZASI İÇİN

Gecenin başlangıcında konuşma yapan Saadet Partisi Çayırova ilçe başkanı Yusuf Aksu şunları söyledi; "Bizlerin burada toplanmasına vesile olan, davamızın lideri, ümmetin hamisi, insanlığın saati için malıyla canıyla cihat etmiş, ömrünü bu yolda harcamış, ölüm döşeğinde dahi teşkilat çalışmalarını terk etmemiş ve son nefesine kadar cihat etmiş cennet mekan, Necmettin Erbakan hocamızı rahmet ve minnetle anıyorum. Erbakan hocamız siyasi hayatı boyunca yapmış olduğu bütün çalışmalar milli, yerli ve Türkiye’nin kalkınmasına yönelik çalışmalar olmuştur. Bu çalışmalar dışarda Siyonizm’i, içerde onun işbirlikçilerini rahatsız etmiş ve bunun sonucunda Hocamız kendi ülkesinden siyasi ve şahsi zulme uğramıştır. Erbakan hocamız için bu yapılanların hiçbir önemi yoktu çünkü o siyaseti makam ve kişiler için yapmadı sadece ve sadece Allah rızası için yaptı. Bu vesileyle hocamızın vefatının 7. Sene-i devriyesinde bir kez daha hayırla yâd ederken mekânın cennet, makamın al-i, peygamber komşun olsun diyorum." 

ŞAMA, ERBAKANI ANLATTI

Erbakan gecesine katılan ve Erbakan hakkındaki birçok bilinmeyene ışık tutan Ekrem Şama, "Erbakan Hocamızı anlayabilmek için onun manevi dünyasını bilmeli ve kavrayabilmeliyiz. Onun aslında şan, şöhret ve makam heveslisi biri olmadığını; tamamen görev bilinciyle nefesi yettiğince çalıştığını ancak bu şekilde anlayabiliriz" dedi.

Erbakan’ın gençlik yıllarında büyük tasavvuf insanlarının eğitim ve terbiyesinden geçtiğini, Osmanlı kültürü ve İslam bilinciyle yetiştirildiğini dile getiren Şama, şöyle devam etti; "Erbakan Hocamız, şeyhiyle birlikte, İstanbul’da Yuşa Peygamberin kabrinde sabahlara dek ibadet etmiştir. Birincilikle bitirdiği lise eğitiminin ardından İTÜ Makine Fakültesi’nde üniversite eğitimine başlamıştır. Erbakan’ın Almanya’da eğitim gördüğü yıllarda ise Avrupalı devletlerin İslam ülkeleri üzerindeki planlarını öğrenmesinin; siyonizmi, Haçlı’yı ve sömürü düzenlerini yakından tanımasının siyasete atılmasındaki sebeplerden biri. Merhum Erbakan, o yıllarda Almanlar ile bir anlaşma yapmış ve yaptığı icatlara ait, milyonlarca dolar değerindeki patentleri, Alman Patent Bürosu’nda çalışma hakkı karşılığında ücretsiz olarak hediye etmiştir. Burada çalıştığı yıllarda çok önemli buluşlara ait evrakları incelemiş ve ezberleyerek aklında tutmuştur. Erbakan Hocamız bu yıllarda teknoloji beyin yoluyla ülkemize transfer etmiş ve bu bilgileri kullanarak, bir iğnenin dahi yapılamadığı bir dönemde, ülkenin ilk motor fabrikası olan Gümüş Motor’u kurmuş ve ağır sanayinin temellerini Türkiye’de atmıştır. Ancak tüm bu başarıları siyonistler ve Masonlar tarafından engellenmiş; ilk olarak Gümüş Motor iflas ettirilmiş ve ardından Erbakan’ın Sanayi Bakanı olması engellenerek, çalışmaları pasifize edilmiştir. Yine aynı yıllarda Erbakan Hocamızın yürüttüğü, ilk yüzde 100 yerli otomobil projesi olan “Devrim”in imalatı da önlenmiş; araca ait tüm çizimler, projeler ve maketlerde yakılarak ortadan kaldırılmıştır. Türkiye’nin bugün gelmiş olduğu konum ve yeni bir dünya düzeniyle birlikte, yeni bir İslam Birliği’nin de kurulması, Erbakan Hocamızın göreve gelirken verdiği sözleri tuttuğunu, biatın kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmek için çalıştığını göstermektedir."