Yaz ayları geldimi adeta bir yerlerden haber verilmiş gibi turizm cenneti olan yurdumun çeşitli köşelerinde yangınlar adete birbirini kovalıyor,bunun tesadüf olduğunu kimse bana söylemesin ne iktidar, nede muhalefet bunun üzerinden siyaset yap...
Yaz ayları geldimi adeta bir yerlerden haber verilmiş gibi turizm cenneti olan yurdumun çeşitli köşelerinde yangınlar adete birbirini kovalıyor,bunun tesadüf olduğunu kimse bana söylemesin ne iktidar, nede muhalefet bunun üzerinden siyaset yapmasın.
Çünkü yanan yerlerde çok can yanıp kül oluyor. Yumurtalarının üzerinde yatan tavuk canlı canlı yanıyor. Kaplumbağa kabuklarının içinde pişiyor dahası mı hayal edin biraz çok acı çekerek yanan binlerce hayvan.
İtfaiye erlerine su taşıyan gencecik fidan dumanlardan boğularak ölüyor. Artık kendimizi sorgulamayalım ar damarımız patlamış çünkü bizim suçlu ayağa kalk ve kendini yargılama dönemi başlamıştır.
Şahin Akdemir, Manavgat yangınının gönüllü eri oda tarih sayfalarında yerini alıyor çünkü yangıncılara su taşımamız gerekir diyerek hayatını kaybediyor.
Vatandaş kendini kaybetmiş feryat figan ediyor. Tedavim için biriktirdiğim 15 bin liram yastığın içinde yandı diyor. Keçisi yeni doğmuş ama yangından kurtulmuş vatandaş ağlayarak hayvanına sarılıyor.
Ama hep sorulan soru şu!
Nerede kaldı tedbirler? Aynı anda yurdumun en güzel yerleri dört bir yandan ateşe veriliyor! Buradaki amaç turisti korkutup kaçırmak mı yoksa halkı korkutup evlere hapsetmek mi?
Yoksa yakılan bu yerlere yeni turizm ve iş merkezlerimi açılacak diye kendi kendimize sorup duruyoruz o zamanda şunu sormadan edemiyoruz.
Hiç mi Allah'tan korkunuz yok? O kadar canlıyı nasıl katlettiniz?
Lanet olsun size...
Lanet olsun sizi besleyenlere...!