Gebze Teknik Üniversitesi’nde yapılan çalıştayda “İslam ve Bilim” kavramları ulusal ve uluslararası akademisyenler tarafından çok yönlü olarak konuşuldu.
İslam Coğrafyasının bilimsel yükselişi için yapılması gerekenlerin tüm yönleri ile ele alındığı “İslam ve Bilim Çalıştayı” Gebze Teknik Üniversitesi(GTÜ) ev sahipliğinde GTÜ Elektronik Mühendisliği Amfisinde gerçekleştirildi. Uluslararası Üniversiteler Konseyi’nin hazırladığı Dünya Müslüman Alimler Birliği’nin desteklediği çalıştaya Gebze Kaymakamı Mustafa Güler, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zekeriya Özak, Derince Kaymakamı Cemil Aksak, GTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Hasan Aslan, Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Kurucu Başkanı ve İcra Kurulu Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Karadaği, iki kurumun üyeleri, ulusal ve uluslararası akademisyenler, kurum- kuruluş ve sivil toplum temsilcileri, öğrenciler katıldı. İstiklal Marşı ve Kuran-ı Kerimden ayetlerin okunması ile başlayan Çalıştay açılış töreninde protokol konuşmaları gerçekleştirildi.
İSLAM BİLİMSİZ OLMAZ
Selamlama ve açılış konuşmasını GTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Hasan Aslan yaptı. Katılım ve katkılarından dolayı tüm davetlilere teşekkür eden Aslan, konuşmasına İslam’ın aklın ve fıtratın dini olduğunu söyleyerek başladı. Aslan, modern zamanlarda şiddetin gölgesinde ortaya bilinçli bir şekilde yanlış bir islam algısı ortaya çıkarıldığını, bu çalıştay ve benzeri çalışmalarda ortaya çıkacak olan ortak akılın, İslam dünyasında insan yetiştirme düzenlerine fikir vermesi bakımından da son derece önemli olduğunu söyledi. İlk emri oku olan İslam’ın, bilimsiz olmayacağının Kur’an-ı Kerim'in her sözünde açıkça ifade edildiğini belirtti. Hz. Muhammedin “Hikmete sahip olmayı en çok hak eden mümindir” sözünü hatırlatan Aslan, ilmin bir ibadet olarak anlaşılmasının delili olarak Peygamberin uygulamalarından örnekler sundu. İslam’a karşı yanlış algının düzeltilmesine katkı sağlayacak çalışmaları desteklediklerini belirten Aslan, çalıştayda ortaya çıkacak bildirileri bir kitap haline dönüştürüleceğini söyledi. Ortaya çıkan eseri farklı dillerde de yayınlayarak bu alanda önemli bir misyon üstleneceklerini ifade etti.
Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Kurucu Başkanı ve İcra Kurulu Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu konuşmasında İslam dünyasının sosyolojik yaşamda, ilmin, yüksek öğretim ve akademide neden geri kaldığını, sosyolojik değişim ve dönüşümde İslam medeniyetine mahkum olan batı toplumlarına şimdi neden İslam toplumlarının mahkum olduğunu açıkladı. Türkiye’nin İslam toplumunda sahip olduğu misyonu örnek vererek, tekrar yükselişin yükseköğrenimle elde edileceğini vurguladı.
Azizoğlu şöyle konuştu:
“Hızla yükselen İslam coğrafyasının en önemli lideri konumundaki Türkiye Cumhuriyeti’nde sürekli batı emperyalist toplumlarının yaptığı asimilasyon, yada mahkum politikalarını görebiliriz. Türkiye Cumhuriyeti devletine yine küresel emperyalist toplumların Türkiye’deki maşalarının aracılığı ile yaptıkları 15 Temmuz darbe teşebbüsü bir zamanlar İslam dünyasının ilminin, sosyolojik yapısının değişip değer, kavram, kültür ve hatta maalesef inançlar ile kendilerine asimile olmasını açacak bir yola gitmesini sağlamak için yapılmış bir darbe teşebbüsüydü. Yine son günlerde ekonomik krizlerle Türkiye Cumhuriyeti devletini bir şekilde dizayn etmeye çalışmaları sıkıntıya sokmalarının temel nedenlerinden başlıcası Tüklerin İslam dünyasına sahip çıkması, İslam değerlerine sahip çıkmasıdır. Türk halkının İslami yaşantısında tüm İslami ülkelere örnek teşkil edecek şekilde modern yapı ile maneviyatı beraber yaşamasında etken olduğudur. Biz dünya beşten büyüktür dediğimiz zaman aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanımız İslam dünyasının da haklarını koruyor. Bizler kurum olarak 29 ülkeye başkanlık ediyoruz. Biz dünya dili, dini, ırkı, rengi, cinsiyeti ne olursa olsun her birey bu gezegenin, kürenin ortak paydaşıdırı anlatan bir kurumuz. Biz bunları anlattığımız zaman asıl demokrasinin, asıl çağdaşlığın, medeniyetin, uygarlığın İslam’da Müslüman toplumlarda olduğunu anlattığımız zaman karşımıza bu defa küresel emperyalist güçler çıkıyor. İslam dinine ait olamayan, şer odakları terör örgütleri ile bir anti İslam yapılanmasını küresel bir düşmanlık algısı oluşturmaya çalışıyorlar. Biz bunları ne ile aşarız, ilimle bilimle yükseköğretimle aşarız. Bizler sadece bu yıl içinde 6 yada 7 çok büyük çalıştaylar yaparak, Müslüman toplumların aslında ne kadar çağdaş ve ne kadar medeni, uygar olduklarını anlatıp, medeniyeti giyim kuşamla algılayan, yaşatmaya çalışan batı toplumlarına karşı bir mücadele veriyoruz. Bizler Müslüman toplumlar, hiçbir ülkeye hiçbir dine kavrama düşman değiliz sadece savunma mekanizması ile ilmimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Bilimimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Toplumlarımızı, uluslarımızı eğitimli, uygar bireyler haline getirmeye çalışıyoruz. Devlet, yüksek öğretim işbirliğinde bizler toplumlarımızı batı toplumunun yüksek öğretimine denk gelecek yükselişe getirebileceğimize inanıyorum.”
PARA BİRLİĞİ KURULMALI
Çalıştay açılış konuşmasında Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Karadaği ise "Dijital Para ve Şer'i/İktisadi Çözümler" başlıklı bir konferans verdi. Konferansta daha çok uzmanlık alanı olan iktisadı konulara ağırlık veren Karadaği doların ülkeler üzerindeki baskısına değinerek çözüm yolları sundu. Karadaği şunları söyledi: “Doların baskısından ülkelerimizi kurtara bilmek için başka bir yola başvurmalıyız. O yolda dolar dışında bir para birliğidir. Gerçekleşmesi mümkün olmayan bir husustan söz etmiyoruz. Rusya, İran, Çin, Türkiye bu ülkeler aralarında bir birlerinin ihtiyaçlarını giderebilmek için ihtiyaçlarımızı takas usulü ile giderebiliriz. İslam ekonomisinde var olan ve takas usulüne göre alışveriş anlamına gelen ‘Mukayaza’ kullanılmalı. Yada ikinci bir çıkar yol ülkeler kendi para birimleri ile alışverişi yapabilirler, milli paraların piyasada dönüşü sağlanabilir. Dünya Bankası (IMF) gibi bir fon oluşturulur yapılan işlerin getirimi, birikimi o fonda bir araya gelir ve biriken bu para ile ekonominin değeri ölçülebilir. Bu paranın değerini koruyabilmemiz ve ihtiyacı olan ülkelere buradan destek verebilmek için bir banka kurulabilir. Böylelikle ne dolara ihtiyaç duyulacak, ne de doların baskısından kurtulmak için çare aranacak. Ülke yöneticileri toplanıp siyasi iradeyi ortaya koydukları anda rahatlarız.”
Konuşmaların ardından çalışma guruplarına ayrılan Afganistan, Irak, Katar ve Türkiye’den farklı üniversitelerden gelen akademisyenler Dünden Bugüne İslam'da Bilimsel Gelişmeler, İslam'da Sosyolojik Değişim ve Dönüşümler, Küresel Yaşamda Müslüman Bilim İnsanlarının Yeri ve Önemi başlıklarında çalışmalar yürüttüler.