Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında kasten öldürme, canavarca hisle ya da eziyet çektirerek öldürme, tasarlayarak öldürme, eşi kasten öldürmek ve gebe olduğu bilinen kadını öldürme suçu nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet hap
Erdoğan KARAGÖZ (GERÇEK FETHİYE)
Muğla'da Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya sanık müdafi Avukat Mehmet Buğra Çiçek, müşteki Nayim Yolcu ile vekili Mehmet Kerem Özgen katılırken; tutuklu sanık Hakan Aysal ise Kocaeli 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS üzerinden katıldı. Sanık Hakan Aysal duruşmada aylık 10 bin TL kazancı olduğunu, kardeşi ile perde işi yaptığını ifade ederek; savunmasını oldukça soğukkanlı biçimde gerçekleştirdi. Hakan Aysal savunmasında eşi ile 2016 yılında tanıştığını, bir yıl boyunca görüştüğünü, daha sonra anlaşarak evlenme kararı aldıklarını, 28.10.2017 tarihinde evlenip balayı için Fethiye’ye geldiklerini anlattı. Burada bir hafta tatil yaptıktan sonra döndüklerini söyleyen Hakan Aysal, “İlk geldiğimizde eşimle hem dalış yaptık hem de yamaç paraşütü ile atladık. Olay tarihinden önce Kuşadası’na gitmiştik. Fethiye Ölüdeniz’de ikamet eden ağabeyimi ziyaret etmek maksadıyla bir günlüğüne Fethiye’ye uğradık. Amacımız bir gün kalıp dönmekti. Bayram münasebetiyle kaldık. Planlamamızda eşim otobüsle İstanbul’a gidecekti. Ben İzmir’e dönecektim. Biletlerimizi de almıştık. Hareket saatimiz de 20.00 civarıydı” dedi.
SANIK OLAY ANINI ANLATTI
Olay günü ağabeyinde kahvaltı yaptıktan ve birkaç yeri gezdikten sonra Kelebekler Vadisi’ne gittiklerini; daha önce de geldikleri için çok sevdikleri yer olduğunu belirten tutuklu sanık Hakan Aysal, “Burada uzun bir süre oturmamızın sebebi ise otobüs hareket saatine kadar zaman geçirmekti. Bir de geleceğe yönelik planlarımızı konuştuk. İzmir’e yerleşme planlarımız vardı, ondan bahsettik. Birçok fotoğraf çektirdik ve onları paylaştık. Daha sonra eşim telefonunu çantasına koydu. Uzun bir süre kullanmadı. Telefonunu da çantaya koyup, bir çalılığın altına bıraktı. Ben telefona ve çalılığa daha yakın kısımdaydım. Eşimin oturduğu yer ile düştüğü yer arasında tahminen 1,5-2 metre vardı. Benim bulunduğum yer ile telefonun olduğu yer arası tahminen 1,5 metre civarındaydı. Yan yana oturuyorduk. Eşim telefonu almak için kalkmaya yeltenince ben sen kalkma ben vereyim dedim. Ben kalktığımda o oturuyordu. Ben yüzümü telefonun olduğu çantaya dönüp eğildiğimde; telefonu ararken çığlık sesini duydum. Önce börtü böcek görüp, korkmuş olabileceğini düşündüm. O arada telefonu da elime almıştım. Çığlığı duymam ile geriye dönmem arasında 1-2 saniye geçmiştir. Döndüğümde eşim yerinde yoktu. Düştüğünü anladım. Uca doğru gelip, aşağıya baktım. Fakat hiçbir şey göremedim. Tek bir çığlık sesi duydum. Düşme sesi duymadım. Çanta elimde kala kaldım. Şok içerisindeydim. Yukarıya doğru koşup yardım istedim. Kimse ses vermeyince seyir tepesinde fotoğraf çeken insanlardan yardım istedim. O şok haliyle ağabeyimi, eşimin ağabeyini ve askerlik arkadaşımı aradım. Bayılmışım. Gözümü açtığımda hastanedeydim. Bana sakinleştirici vermişler” dedi.
Sanık Hakan Aysal sorular üzerine cenaze kalkmadan önce eşiğinin ağabeyi Nayim Yolcu ve akrabaları tarafından dövüldüğünü iddia etti. Aysal, kendi ve eşi için çekilen krediler, hayat sigortası ve diğer konularla ilgili de şunları söyledi: “Eşim evlenmeden önce nişanlıyken, kendi kişisel harcamaları için 14-15 bin TL kredi kullanmıştı. Evlendikten sonra yatırım amaçlı eşimin adına 30 bin TL kredi kullandık. Teminat amaçlı bankaya yatırdık. Eşim oğlumuzun olacağını bana müjdeleyince, 83 bin ya da 87 bin lira yine eşimin adına kredi çekip; üstüne de 36 bin lira nakit vererek arabayı aldık. Arabayı da eşimin üstüne yaptık. 2018 yılı Ocak ayında İzmir’de kurmayı düşündüğüm iş için 45 bin lira kredi çektim. Bu süreçte başka kredi çekmedim. Fakat evlenmeden önce çektiğim ve ödemeleri devam eden kredi ödemelerim vardı. Cenaze eve geldiğinde 20.06.2018 tarihinde kredi kartımdan yatırılan bireysel emeklilik ödemesi benim daha önce bu konuda ödeme talimatı vermemden dolayı banka tarafından resen yapılan kesintidir” dedi.
Hakan Aysal hayat sigortası ile ilgili soruya ise “O tarihte bu ödemeyi fiilen yapmadım. Evlilik öncesinde bankaya gitmişken, extrem sporlar yaptığımı banka görevlisi duyunca; bu sigortayı tavsiye etti. Bana da cazip geldi. Daha sonra eşime de aynı sigortayı yaptık. Benim başıma bir şey gelirse sigorta ücretinin benim yasal mirasçılarıma, eşimin başına bir şey gelirse sigorta bedelinin sadece bana ödenmesi şeklindeki sözleşme hükmünü ben hatırlamıyorum. Hatta bunu sonradan öğrendim. İşlemleri ben takip ettiğim için bu şekilde yazılmış olabilir. Burada banka görevlileri sorumludur. Bilgim yoktur. Eşime ilişkin poliçeyi banka görevlisi doldurdu. İmza için eşime götürdüm, o imzaladı. Banka görevlisine teslim ettim. Poliçedeki imza eşime, yazılar ise banka görevlisine aittir. Ben extrem sporlarını 2014-2015 yıllarından bu yana yaparım. Evlendikten sonra geride eş ve çocuk bırakacağımı düşünerek, bu şekilde hayat sigortası yaptırdım. Sigortayı düşünerek yapmadım. Ayrıca hastalık ve kaza gibi durumları da içeriyordu. Zaten o zamanlarda ticaret ile uğraşıyordum. 4 bin TL’lik ödemesi beni zorlamadı” dedi. Tutuklu sanık Hakan Aysal, vefatından sonra veraset ilamını kendisinin almadığını söyledi.
6 NİSAN'A ERTELENDİ
300 metrelik uçuruma düşen ve hayatını kaybeden 7 aylık hamile Semra Aysal’ın ağabeyi Nayim Yolcu, sanıktan şikayetçi olduğunu belirtirken, duruşmada Hakan Aysal’ın Fethiye’de yaşayan ağabeyi Murat Aysal da tanıklık yaptı. Tanıkların dinlenmesinin sanık müdafi ve müşteki vekili beyanlarda bulunduktan sonra sanık Hakan Aysal üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirtip, tahliyesine karar verilmesini istedi. Sanık müdafi de dosyada delil bulunmadığını, kuvvetli suç şüphesi olmadığını, kaçma şüphesi bulunmadığını belirtip tahliyesini istedi. Mahkeme sanık Hakan Aysal’ın tutukluluğunun devamına, diğer müştekilerin ifadeleri ve diğer delilerin toplanması için müzekkereler yazılmasına, duruşmanın da 6 Nisan 2021 tarihine ertelenmesine karar verdi.
DURUŞMA SONRASI AÇIKLAMA
Avukat Mehmet Kerem Özgen duruşma sonrası yaptığı açıklamada, “Sanık ifadelerinde çelişkiye düştüğü ve tutarsız ifadeler kullandığı görüldü. Mahkemede bu karar da. Bütün deliller bu kadın cinayetinin işlendiğini göstermektedir. Bugün kadın cinayetlerinin yeni bir boyutunu yargılamaya başladık. Sanık sadece eşini değil, 2 kişiyi öldürdü. Sadece ferdi kaza sigortasından prim alabilmek için böyle bir cinayeti işlediğini düşünüyorum. Tabi ki mahkeme kesin bir karar vermedi. Kesin hüküm verilinceye kadar bekleyeceğiz” dedi. Semra Aysal’ın ağabeyi Nayim Yolcu ise, “En başından bu yana bir şüphe içindeydik ve bu yolda ilerledik. Kesin konuşmamakla birlikte, bu tasarlanmış ve önceden planlanmış bir cinayettir. Son kararı adalet verecek” dedi.