Kocaeli Barosu, mecliste yarın (salı günü) görüşülecek olan çocuğun cinsel istismarıyla ilgili yasa tasarısının geri çekilmesi için 550 milletvekiline mektup gönderdi.
Kocaeli Barosu, çocuğun cinsel istismarı suçuyla ilgili mecliste yapılması düşünülen değişiklik hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki 550 milletvekiline mektup gönderdi.
Baro başkanı Sertif Gökçe’nin imzasının bulunduğu mektupta şu ifadeler yer aldı: “Sayın saygıdeğer milletvekilim, 1.11. 2016 gecesi TBMM Genel Kurulu’nda gündeme gelen ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran “çocukların cinsel istismarı” suçuna ilişkin geçici madde önergesini, tüm siyasi kutuplaşmalardan ari olarak; ülkemiz çocukları ve hukuk adına kaygıyla karşılamaktayız.
ANAYASAYA AÇIKÇA AYKIRI
Zira söz konusu teklif ülkemizin taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne; sözleşme ile vurgulanan evrensel ilkelere, “Milletlerarası anlaşmaları uygun bulma” başlıklı 90. maddesi ve “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41. maddesi uyarınca da anayasamıza açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Bugüne kadar görülmüş olan davalardan yola çıkılarak yapılan bilimsel çalışmalarda, cinsel istismar suçu faili ve mağdurunun çocuk olması durumunun yasada özel olarak tanımlanması ve ceza dışı önlemler öngörülmesi zorunluluğu kabul edilmektedir.
Ancak bu düzenleme titizlikle yapılmalı, yetişkin failleri de kapsamamalıdır. Çocuğun cinsel istismarı suçunun cezai müeyyidesi hiçbir durumda evlenme koşuluna bağlanmamalıdır. Teklif edilen madde bu haliyle, mağdur çocuğun bu mağduriyetini arttırarak ömür boyu sırtında taşıması demektir. Özetle, mağdur çocuk ile tecavüz failinin evlendirilmesi meselesi çocuk yararına ve dolayısıyla toplum yararına aykırıdır. 2005 yılında cinsel istismar failinin mağdurla evlenmesinin cezanın erteleme nedeni olması durumu yasadan çıkarılmışken şimdi eski yanlışa dönmenin hukuki bir gerekçesi bulunmamaktadır.
TBMM’ye sunulan geçici madde teklifini, alanda çalışan tüm uzman ve hukukçular gibi bizde, cezasızlığı evlenme şartına bağladığı, failin yaşı konusunda belirleme yapmadığı, iyileştirici başka bir önlem öngörmediği ve 15 yaşından küçük çocuğun istismar eylemine ilişkin rızasını tartışmaya açtığı için son derece riskli bulmaktayız. Önergenin bu haliyle yasalaşması halinde bu güne kadar yapılan çocuk yararına düzenlemelerden, çocuğun yüksek yararının korunması ilkesinden, 10. 09.2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi’nde belirlenen ilke ve yöntemlerden olabildiğince uzaklaşmış olacağız.
ÖNERGE GERİ ÇEKİLSİN!
Bu nedenle, çocuk hakları ve kadın hakları açısından son derece sakıncalı bulduğumuz önerge geri çekilmelidir. Anayasa Mahkemesinin TCK. 103. Maddesiyle ilgili iptal kararı yürürlüğe girmeden önce acil olarak 103. Madde düzenlemesi yasalaşmalı ve bu doğrultuda, çocuğun cinsel istismarını önleme amacına hizmet eden etkili bir düzenleme için, özellikle, çocuk psikiyatrisi uzmanları, adli tıp uzmanları, psikologlar, sosyal çalışma görevlileri ile akademisyen ve uygulayıcı hukukçuların da katılımıyla, ivedilikle, bir çalışma başlatılmalıdır. Çocukları koruma görevi başta devletin olmak üzere hepimizin sorumluluğundadır. Bu sorumluluk duygusuyla, önergeye ilişkin görüş ve önerilerimizi taktirlerinize sunarız. Saygılarımızla.”