Bu yıl 947. Yıldönümünü olan, bizlere Anadolu’nun kapılarını açan, bu topraklarda birlik, beraberlik ve kardeşliğe dayanan yeni bir anlayışın egemen olmasını sağlayan, tarihimizde “MALAZGİRT ZAFERİ” nin kazanıldığı “ZAFER HAFTASI” nı coşkuyla karşılamış bulunuyoruz.

947 sene önce 26 Ağustos 1071’ de Anadolu’yu Türk milletine vatan kılacak, Anadolu’nun kapılarını milletimize açacak bir zafer yaşandı. Dönemin güçlü devletlerinden Bizans Ordusunun sayıca üstünlüğüne rağmen, Sultan Alparslan’ın önderliğindeki Şanlı Türk Ordusu; Bizans’ı mağlup etti ve bu büyük zaferin sonucunda Anadolu’ nun kapıları bizlere açıldı.

Kazanılan zafer bir Milat olarak kabul edildi, milletimiz için bir dönüm noktası oldu. Anadolu’ da “hoşgörü”, “barış” ve “adalet” medeniyetlerinin temellerinin atıldığı yeni bir dönem başladı. Bu zafer yalnızca kazanılan bir savaş değil, Türklerin Anadolu’da doğuşu, egemenliğin göstergesi ve aynı zamanda Anadolu’ da Türk devletinin kuruluşunun resmidir. “Malazgirt Zaferi” inancın, kararlılığın ve aklın doğru zaman ve doğru yerde kullanıldığında olağanüstü başarılar getirdiğinin kanıtı olan en önemli başarılardandır.

1071’ de kazanılan Malazgirt Zaferi’ nin ardından; bu zaferin yalnızca bir meydan muharabesi zaferi olmadığını, uzun yıllar süren “Malazgirt Ruhu” ‘nun milletimize ilham kaynağı olması ile görmüş, 26 Ağustos 1071’den başlayıp, Gazi Mustafa Kemal’e kadar uzanan köklü başarıların imzası atılmıştır. Gazi Mustafa Kemal önderliğinde 30 Ağustos’ ta kazanılan “Büyük Taaruz” ile milletimiz, canları pahasına gösterdikleri mücadele örneğiyle Anadolu’yu bizlere “vatan” kılarak, kapılarını düşmana tamamen kapatmıştır.

26 Ağustos Malazgirt Zaferinin 947. yıldönümü ve 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, canlarını hiçe sayarak vatanını koruyan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anar, milletimizin Zafer Haftasını kutlarım.