‘’Matematik zor, ne işime yarayacak, nere de kullanacağım… ‘’ diyen Üniversite ve Lise giriş sınavlarında 20 soruda 5 matematik ortalaması yapan çocuklarımıza matematiği, öğretemediğimiz gerçeği ile yüzleşmemiz gerekiyordu.
İşte bu yüzden, bu paradigmanın değişmesi gerektiğine kesinlikle katılıyorum.
Çünkü
‘’Matematik, insan zihninin idrak edebildiği bütün kavramların ve bu kavramlar arasındaki bütün ilişkilerin ifade edildiği dildir.’’
‘’Matematik insanca yaşamayı ve öğrenmeyi hedefler. Öğrencilerin Analiz, sentez, kavrama tümdengelim, tümevarım gibi akıl yürütmelerine olanak sağlar. Öğrencileri ön yargıdan uzak tutar. Yorum güçlerini geliştirir’’
Bireyin hayatı anlaması, yorumlaması ve hayatın içinde rasyonel bir şekilde yol yürüyebilmesi için başlatılan ‘’matematik seferberliği’’ bu yüzden çok önemli.
Milli Eğitim Bakan Özer,
Matematik seferberliğinde matematik atölyeleri, materyal geliştirme, öğretmen eğitimi, öğretmen eğitiminin dijital platformu gibi bir sürü paylaşım olduğunu söylüyor.
TÜBİTAK'tan yükseköğretim kurumlarına, UNICEF'e kadar ülkemizin tüm müktesebatını bu süreçte aktif olarak kullanmak istediğini söylüyor.
Yıllardan beri kronik bir problem olan matematik öğretimini kolaylaştırabilme ve yaygınlaştırma yollarını arıyor.
Ve bunu retorik olarak söylemiyor.
Sorunun farkında ve samimi olduğunu düşünüyorum.
Matematik Seferberliğinin;
Öğrencilerin, hem matematiği günlük yaşam becerilerine uyarlamalarına, hem de matematik dersini küçük yaştan itibaren sevmelerine katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Toplumumuzun böyle bilimsel, akılcı ve güzel haberlere ihtiyacı var. İnşallah, tüm matematik öğretmenleri de bu çalışmaya sahip çıkma duyarlılığını gösterirler.
Saygılarımla