İktisatçı akademisyen Prof.Dr. Onur Başer, kamu kurumları ve özel şirketlerin getireceği yeni düzenlemeler sayesinde aşı oranlarının artmasını beklediğini belirterek, aşı karşıtlarının pozitif yaklaşımla ikna edilebileceğini söyl...
İktisatçı akademisyen Prof.Dr. Onur Başer, kamu kurumları ve özel şirketlerin getireceği yeni düzenlemeler sayesinde aşı oranlarının artmasını beklediğini belirterek, aşı karşıtlarının pozitif yaklaşımla ikna edilebileceğini söyledi.
İSTANBUL (İGFA) - COVID-19 salgınına karşı aşı olanların sayısını artırmak için tüm dünyada kamu ve özel sektör yeni tedbirler almaya başladı. Microsoft, Google, CNN, Amazon, Wallmart gibi global şirketlerin çalışanlarına aşı zorunluluğu getirdiğini belirten MEF Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Onur Başer, “Son yapılan anketler eğer özel şirketler ve kamu kurumları, okullar aşıyı zorunlu tutarsa veya aşı olunmaması halinde seyahat etme, restoranlara gitme, kültürel ve spor etkinliklerine katılmaları engellenirse aşı olma oranları artacağını gösteriyor” dedi.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de henüz aşı olmamış kişi sayısı 20 milyon 570 bin olduğuna dikkati çeken Başer, "Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, uçak ve otobüs yolculukları ile tiyatro, sinemalara girişte aşısız olanlardan PCR testi isteneceğini açıkladı. ABD’de Covid-19 sebebiyle hastanede yatan hastaların yüzde 97’si aşı olmayanlardan oluşuyor. Aşının ABD’de 100-200 bin ölümü engellediği hesaplandı. Genç yaş grubunda aşı olmayanların sayısı fazla olduğu gözlemleniyor. Özellikle aktif çalışan kesim olduğu için kamu ve sektör daha çok önlem almaya başladı. Aşılama oranını artırmak için de en etkili yöntem kişilerin ellerindeki seçenekleri analiz edip karar vermeleri üzerine calışan bir bilim dalı olan ‘Davranış Ekonomisi’dir” diye konuştu.
AVM’de, ulaşımda, restoranlarda, ev buluşmalarında bulaşma risklerinin hesaplanarak kamuya açıklanması gerektiğini kaydeden Başer, “Detaylı istatistikler insanların yasadığı, çalıştığı bölgedeki riskleri görmesini sağlayacaktır. Alınacak önlemler vaka ve aşılama oranlarına göre karar verilmeli. A şehrinde vakalar yükselince tüm Türkiye’deki işletmeler ve insanlar cezalandırılıyor. İnsanlar pandemi yorgunu ve daha detaylı ve güvenilir bilgiler talep ediyorlar” dedi.
AŞI OLMAYANLARIN YAŞAM KOŞULLARI DEĞİŞTİRİLMELİ
Başer, aşı olanlar ve olmayanların yaşam koşullarının değiştirilmesini önererek, “ABD’de kamu çalışanlarının çift doz aşı olması talep edildi. Aşı olmayanların ise iş yerinde maske takması, her iki haftada bir test olması ve mesai arkadaşlarından yaklaşık 2 metre uzaklıkta durması zorunlu tutuldu. İkinci yol olarak insanlarda aciliyet hissi yaratan “hiperbolik indirim” yöntemi denebilir. Aşı olmayanlara aşı bitecek hissi yaratan mesajlar gönderilerek, aşı oranları artırılabilir. Ayrıca, insanların davranışlarını değiştirmede anlık ödüller çok önemli olabiliyor. Afrika’da HIV hastalarına ilaçlarını almalarına karşılık çekilişlerle ödüller verildiğinde tedavi olan kişi sayısı artmıştı. Özellikle aşı oranlarının düşük olduğu illerde bu tip çekiliş organizayonları düzenlenebilir. Bir diğer yol da mesajların insanların sevdikleri tarafından verilmesidir. Araştırmalara göre, uzaktan eğitim ile tüm dünyada öğrenciler en az 6 ay geri kaldılar. Aşı olmayan ailelere direkt cocuklarından mesajlar gidebilir. Cocuğunun yüzüne batıyor diye 25 yıllık bıyığını kesen babalarımız var bizim. “Anne, baba benim için aşı ol” mesajları televizyonda bir doktordan duyulacak aşı yaptırın mesajından çok daha etkili olacaktır.” diye konuştu.