1 Temmuz itibarı ile hepimizi evlere kapatan salgın kurallarının biraz olsun gevşetilmesi ile ihtiyatlı da olsa eski günlerimize dönmenin keyfini çıkarmaya çalışırken artık yaz mevsiminde olmamız münasebeti ile piknik mevsimi de resmen ba...
1 Temmuz itibarı ile hepimizi evlere kapatan salgın kurallarının biraz olsun gevşetilmesi ile ihtiyatlı da olsa eski günlerimize dönmenin keyfini çıkarmaya çalışırken artık yaz mevsiminde olmamız münasebeti ile piknik mevsimi de resmen başlamış oldu.
Biz oldum olası insanımızın çevreye olan görevlerini yeteri kadar yerine getirmediklerini daha da kötüsü çevreye çok büyük kötülükler yaptıklarını düşünürüz, Çevre bakanlığının kurulması daha küçük yaşlardan itibaren çevre bilincinin oluşturulması adına derler verilmesine rağmen insanımızın özellikle piknik yaptıkları bölgeleri mezbelelik haline getirmekten bir an bile geri durmadıklarını görüyor ve ister istemez üzülüyoruz.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi piknik mevsiminin başlaması ile birlikte bizde “uzun zamandır evlerde kapalı kaldık, hiç değilse kısa bir süreliğine de olsa nefes alalım” diye düşünerek Sakarya sınırlarımız içerisindeki Poyrazlar Gölü Tabiat parkına gitme ve gece o bölgede kamp yaparak çadırda kalma kararı aldık.
10 Temmuz Cumartesi günü Rotasızlar ekibinden Av. Kadir Büyükgöz, Av. Burak Aytaş, Özhan Öztürk ve İsmail Nazlı mazeret bildirdiklerinden saat 13.30 itibarı ile Yüksel Ercan, Nusret Acur, Birol Elüstü, Aydemir Özcan ve Güven Altay’dan oluşan beş kişilik ekip iki araçla sözünü ettiğimiz Poyrazlar Gölü Tabiat Parkının yolunu tuttuk.
Poyrazlar Gölü Tabiat Parkı'na ulaştığımızda memleketin dört bir tarafından bölgeye ulaşan binlerce insanın mangal sevdasından olsa gerek havaya savurdukları duman ile birlikte ortaya çıkan nefis mangal kokusu zaten meseleyi anında anlamaya ve yorumlamaya yetiyordu.
Bizde gece kamp yapacağız ve konaklayacağımız alanı bulmak adına kısmi bir araştırma yapmak adına ilerken sabah erken saatlerden itibaren tabiat parkına intikal eden piknikçilerin gelişigüzel ortaya saçtıkları çöp yığınlarını görünce yanımızdakilere “kamp çadırlarını kuracağımız alanı tespit ettikten sonra geniş çaplı bir mıntıka temizliği yapmamız gerekiyor, bizim vatandaşımız mangal yapmadaki aşkının milyonda birisini çöp dökmemeye ayırsa her taraf pırıl pırılolur ama maalesef yapacak bir şey yok” diyerek kamp yeri aramaya devam ettik.
Belli bir süre araştırma yaptıktan sonra konuşlanacağımız bölgeyi tespit ettik, Ekip daha önceden antremanlı olduğundan çok kısa bir süre içerisinde kamp çadırlarını kurdu, gece uyumak için gerekli olan yatakları şişirip üşümeye karşı battaniye ve yastıkları da çadırların içerisine yerleştirince ilk etap ta tamamlanmış oldu.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi harika bir mesire alanında temizlik kurallarına uyulmaması ve çöplerin gelişigüzel ortaya saçılması dolayısı ile var olan kötü görüntülere daha fazla dayanamayınca “Hadi bakalım Rotasızlar iş yine başa düştü” diyerek ellerimize aldığımız çöp poşetleri ile sahaya yayılıp mangalcılardan kalan çöpleri toplamaya başladık.
Çöp toplamaya başlamamızdan yaklaşık 20 dakika sonra bizim bu gayretli durumumuzu gören 7-8 kişilik bir Üniversiteli öğrenci gurubu “Valla sizin bu durumunuzu görünce bizde kendimizden utandık, izin verirseniz sizinle beraber bizde çevre temizliği yapmak istiyoruz” şeklindeki talepleri daha sonlanmadan onlarında ellerine çöp poşetlerini tutuşturduk.
Çevre temizliği yapan sayısı artınca hemen her taraftan yavaş yavaş katılım olduğunu gördük, 6-7 kişilik bir grup daha bizimle birlikte çöp toplamaya başlarken bir o kadar sayıdaki piknikçinin de kendi çadırlarının yada masalarının etrafındaki çöpleri toplamaya başladıklarını gördük.
Çöpleri yol kenarlarında var olan konteynerlere yükledik, yine yol kenarında bulunan ve buz gibi su akan çeşmelerde elimizi yüzümüzü yıkadık, Artık hava kararmaya başlayınca da o bölgeye gitmemizin başlıca sebeplerinden birisi olan mangal ateşinin etrafında toplanıp etleri, yeşil biberleri, domatesleri ocağın üzerine sıralamaya başladık.
Mangalda nar gibi etler pişmeye başladı o ara grup üyelerinden “Bu öğrenciler gündüz vakti duyarlılık gösterip bizimle birlikte çevre temizliği yaptılar şimdi duyarlılık gösterme sırası bizde çocuklara doyabilecekleri kadar mangalda nar gibi kızarmış etlerden ikram edelim” diye düşünüp öğrencilerden birisine “gelin bakalım sizin de nasibinize düşen et var” diye çağrı yaptığımız bir kardeşimize “Bu davranışınız hayatta yapılan hiçbir iyiliğin karşılıksız kalmayacağına en büyük ispat, siz vazgeçmeden ben etleri arkadaşlarıma ulaştırayım” diyerek yanımızdan uzaklaşırken kendisine “ Sabah kamp yaptığınız yeri gelip kontrol edeceğiz sakın çevreyi kirletmeyin” diye tembihlemeyi de ihmal etmedik.
Gece geç saatlerde uyuduk, Pazar sabahı sürekli olduğu gibi yine erken saatlerde uyandık, çadırları ve diğer kamp malzemelerini araçlara yükledikten sonra “hadi bakalım sıra çevre temizliğinde” diyerek yeniden çöp poşetleri elimizde sahaya dağıldık.
Bir gün önce geç saatlerde alanı terk eden piknikçilerin bıraktıkları öbek öbek çöpleri büyük bir hızla toplamaya topladıklarımızı çöp konteynerlerine istif etmeye başladık, bir taraftan da “Bizde herkes kendi evinin önünü temizlese mahalle temiz olur” ifadesini belki yüzlerce kez tekrar etsek te alışkanlıkların kolay kolay değişmeyeceğini de bildiğimizden “bizi bize düşeni yapalım” anlayışı ile konakladığımız yeri ve çevreyi tertemiz pırıl pırıl bırakarak piknik alanından ayrıldık.
Biz Rotasızlar ekibi olarak çevre temizliği noktasında bulunduğumuz her alanda üzerimize düşeni şimdiye kadar olduğu bibi bundan sonra da hiç yüksünmeden, yorulmadan “Of demeden” yerine getirmeye getirirken de nu anlayışı çevremizde bulunan herkese aşılamaya çaba göstereceğiz.
Zira çevre hepimizin ve hepimizin olan bu çevreyi de temiz tutmanın yolunun sade ve sadece insan olmaktan geçtiği gibi bir gerçek var.
Çevre temizliği için teşekkürler ROTASIZLAR…