Uzmanlar; sosyal medya kullanıcılarına savaşla ilgili haber yayınlarken tedbirli olmalarını, gazetecilere ise sosyal medya kullanıcılarından gelen içerik ve görsellerin doğruluğunu yayın öncesi teyit etmelerini tavsiye etti.İSTANBUL (İGF...
Uzmanlar; sosyal medya kullanıcılarına savaşla ilgili haber yayınlarken tedbirli olmalarını, gazetecilere ise sosyal medya kullanıcılarından gelen içerik ve görsellerin doğruluğunu yayın öncesi teyit etmelerini tavsiye etti.
İSTANBUL (İGFA) - Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gül Esra Atalay ve Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan; sosyal medya ve geleneksel medyanın Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta üstlendiği rol hakkında çok önemli değerlendirmelerde bulundu ve tavsiyelerini paylaştı.
Ukrayna’nın Rusya tarafından işgal girişimini “sosyal medyadan canlı yayımlanan ilk savaş” olarak tanımlayan Prof. Dr. Süleyman İrvan, bu savaşta habercilik açısından son derece önemli bir süreç yaşandığını kaydetti. "Savaş, tanık haberciler olarak tanımlayabileceğimiz sıradan insanların cep telefonlarından aktardıkları görüntülerle adeta canlı yayımlanıyor" diyen İrvan, "1991 yılındaki Körfez Savaşı’nda CNN haber kanalı savaşı canlı uydu bağlantılarıyla yayımlamayı başarmış ve bu savaş tarihe ‘ekrandan canlı yayımlanan ilk savaş’ olarak geçmişti. Ukrayna’daki savaş da sosyal medyadan canlı yayımlanan ilk savaş olma özelliği gösteriyor. Bu son savaşta sosyal medya çok ön plana çıkmış durumda” diye konuştu.
Bu arada sosyal medya konusunda dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Süleyman İrvan, Ukraynalılar ve Ukrayna’da yaşayan yabancılar, ülkenin farklı şehirlerindeki durum hakkında paylaşımlar yaparak hem olan biteni anında dünyaya aktarıyor, hem de zor durumda olanlara yardım edilmesini sağladığını belirterek, "Örneğin sosyal medya ve cep telefonlarıyla iletişim imkanları olmasaydı, Ukrayna’daki Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının akıbeti konusunda çok büyük panik yaşanabilirdi. Sosyal medya sayesinde bu insanlar seslerini duyurabildiler, nerede ve ne durumda olduklarını anlatabildiler. Böylece ülkeden tahliye işlemleri daha kolay sürdürülebiliyor" dedi.
Öte yandan savaş koşullarında sosyal medyada paylaşım yapan kaynakların riskler barındırdığını ifade eden Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gül Esra Atalay ise, her kaynağın dikkatli değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaparak, "Coğrafi konumdan ya da yaşam deneyimlerinden kaynaklanan ortalama üstü bir bilgi birikimine ya da deneyime sahip mi değil mi bu sorgulanmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.