Konak Hastanesi Gebze, yaptığı açıklamada sağlıklı bir cilt için sağlıklı beslenmenin önemli olduğunu belirterek insan vücudunun yediği besinlere hızlıca cevap verdiğini bildirdi. Konak Hastanesi Gebze açıklamasında sağlıklı ve ışıl ışıl bir cilt için önemli besinleri şu şekilde sıraladı: 

SU: İnsan vücudunun yaklaşık %60-70’i sudan oluşur. Hatta prematüre bebeklerde bu oran %90’dır. Yaşlandıkça vücut suyu azalır ve deri elastikiyetini kaybeder. İşte bu kırışıklıkların ve yaşlanmanın en önemli sebeplerinden biridir. Yeterli hidrasyon için günde 8-10 bardak su içmelisiniz.

BADEM ve CEVİZ: Yağlı tohumlar E vitamininden, omega-3’ten ve organik yağ asitlerinden zengindir. Bunlar hücre bütünlüğünün korunmasında önemli görevlere sahiptir. Hücre zarını güçlendirerek toksinlerin hücre içerisine girişini engeller ve böylece hücrenin zarar görmesini engeller. Ayrıca içerdikleri Cu(Bakır) minerali sayesinde kolajen yapımını destekler. Bu da daha sıkı bir cilde sahip olmanızı sağlar.

YEŞİL ÇAY: İçerdiği epi-gallo –kateşin-3-gallat adı verilen bileşen sayesinde güçlü bir antioksidan kapasiteye sahiptir. Böylece serbest radikallerin ciltten uzaklaştırılmasında etkilidir. Cildi güneşe bağlı cilt hasarından korur. Kızarıklıkları önler.

KIRMIZI-SARI-TURUNCU RENKLİ SEBZE-MEYVELER: Havuç, bal kabağı, cennet hurması, domates, kayısı, kavun, şeftali… İşte bu sebzeler yüksek karetenoid içerikleri sayesinde cildin güneşe karşı hassasiyetini azaltır. Serbest radikallerin hücrelere zarar vermesini engeller. Domateste bulunan likopen, antioksidan özelliği ile cildi hem güneş ışınlarından hem de çeşitli faktörlerle oluşan serbest radikallerin olumsuz etkilerinden korumaktadır. Almanya’da yapılan bir çalışmada, likopenin cildi yumuşatmada da etkili olduğu belirtilmiştir. Likopen cildi güneşin olumsuz etkilere sahip olan UV ışınlarına karşı korur.

AY ÇEKİRDEĞİ ve KABAK ÇEKİRDEĞİ: Kabak çekirdeği Arginin adı verilen amino asit bakımından zengindir. Arginin, vücutta kolajen sentezini artırır böylece cildin sıkılaşmasını sağlar, yaşlanmasını geciktirir. Yumuşak dokuların dayanıklılığını artırır, yara iyileşmesini hızlandırır. Bir anti-aging sistemi olan büyüme hormonunu uyararak yaşlanma sürecini geciktirir. Bu iki besin, içeriğinde bulunan E vitamini sayesinde cildi serbest radikallere karşı korur. Hücre yenilenmesini olumlu etkiler.

PORTAKAL: İçerdiği C vitamini sayesinde kolajen sentezini artırır ve cildi yaşlanmaya karşı korur. Elastikiyetini artırır, kırışıklıkları azaltır.

YEŞİL SEBZELER: İçeriğindeki C vitamini kolajen sentezini uyararak deri dokusunun gelişimini sağlar.   

YULAF: Yüksek posa içeriği sayesinde kan şekerini dengede tutar. Eğer kan şekeri yükselirse vücuttaki androjen seviyesi yükselir ve bu da kırışıklara yol açar. Yara iyileşmesini olumlu yönde etkiler.

NAR: İçerdiği polifenoller sayesinde cildi serbest radikallere karşı korur, kan akışını düzenler. Böylece cilde canlı ve pembe bir görünüm kazandırır.

SOYA: Kolajen üretimi destekleyerek ve elastin liflerin tamir ederek cildin sıkılığını artırabilir. Cilt yaşlandıkça bu lifler zayıflar ve sarkmaya neden olur. O yüzden diyetin kolajen ve elastin liflerden zengin olması önerilir. Yapılan bir araştırmada, soya izoflavon özünün ultraviyole ışınların hasarına karşı da koruyucu etkiye sahip olduğu bulunmuştur.

BARBUNYA: Yüksek çinko içeriği sayesinde cilt lekeleri üzerine olumlu etkileri vardır. Barbunya yoğunlaştırılmış tanen olarak da bilinen proantosiyanidinlerden zengindir. Bu flavanodilerin güçlü antioksidan etkisi sayesinde ciltteki E ve C vitaminlerini serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı korur. Kılcal damarları korurlar. Böylece dolaşım daha hızlı olur ve cilt sağlığı korunur. Toksinlerin ve atıkların dermis ve epidermis denilen cilt katmanlarından uzaklaştırılmasını hızlandırır.

ZEYTİNYAĞI: Cildi korur, pürüzsüzleştirir. Kırışıklıklara yol açan mikro inflamasyonu azaltır.”

Konak Hastanesi Gebze sakınılması gereken besinleri ise şu şekilde sıraladı:

ALKOL: Alkol vücuttan su atımını artırır ve hücreleri yorarak yaşlandırır.

KAFEİN: Siyah çay, kahve ve kolalı içeceklerde bolca bulunan kafein, vücuttan suyla birlikte minerallerin de atılmasına sebep olur. Susuz kalan vücut metabolik aktivitelerini gerçekleştirmede zorlanır, yorulur. Kafein midede asit üretimini artırır ve mide rahatsızlıklarına yol açar. Bu da cildin ışıltısını kaybetmesine sebep olur.

ŞEKER: Fazla şeker tüketimi cildin elastikiyetini azaltarak kırışıklıkları artırır. Yüksek kan şekeri androjenik hormon salınımını artırır. Bu da kırışıklıkları ve yaşlanmayı hızlandırır.

TUZ: Sağlıklı bir insanın ortalama günlük tuz ihtiyacı 3-4 gramdır. Türkiye’de ise günlük ortalama tuz tüketimi 18 gramdır. Fazla tüketilen tuz vücutta su tutulumuna sebep olacaktır. Bu da ellerde, ayaklarda, bileklerde terleme, karın bölgesinin genişlemesi, ani kilo değişiklikleri ve hızlı kilo alımına sebep olabilir. Gözaltı morlukları, torbaları ve yüzdeki şişliklerin başlıca sebeplerinden birisi de fazla tuz tüketimidir.

ASİTLİ YİYECEKLER: Kolanın içerisinde bulunan fosforik asit cildin hızlıca yaşlanmasına sebep olur. Bununla birlikte kemik için olumsuz etkilere de sahip. Yapılan çalışmalar, fosforik asit içeren asitli içecekler tüketen kişilerin daha az kemik yoğunluğuna sahip olduğunu göstermiştir. Bu da osteoporoz riskini artıran bir durumdur. “