BURSA (İGFA) - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Bursa Şubesi, video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen yılın ikinci Müstakil Düşünceler Toplantısı’nda Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ı konuk etti.

BTSO Başkanı İbrahim Burkay, BTSO’nun çalışmalarından pandemi döneminde iş dünyasının sorunları ve çözüm önerilerine, Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu’ndan (TOGG) normalleşme adımlarına ve reform paketine kadar pek çok konuda değerlendirmelerde bulundu.

Üyelerin yoğun katılım gösterdiği programın açılışında konuşan MÜSİAD Bursa Şubesi Başkanı Nihat Alpay, “Pandemi ilk çıktığında pek çok değişimi beraberinde getireceği söylenmişti. Bunlardan biri de dijital dönüşüm oldu. Ekonominin üretim değil ama ticaret kısmında dijitalin kullanılmasının arttığı bir dönem yaşanıyor. Normalleşmeye geçtiğimizde bunların kalıcı tesirleri olacağı muhakkak. Global bir sorun olan pandemi sadece bizi etkilemedi. Objektif olarak değerlendirdiğimizde ülkemizin bu süreci başta sağlık ve ekonomi olmak üzere iyi yönettiğini söyleyebiliriz. Hizmetler sektörü başta olmak üzere belli alanlarda ciddi sıkıntılar olsa da, anlık reaksiyonlarla hasarın azaltılması noktasında başarılı bir süreci yaşadık” şeklinde konuştu.

Pandemide Türkiye’nin dünyadaki diğer ülkelerden, Bursa’nın da ülkemizdeki diğer şehirlerden pozitif anlamda ayrıştığını söyleyen Alpay, “Özellikle pandemi kısıtlamalarının bu kadar yoğun yaşanmadığı dönemlerde gerçekleştirdiğimiz üye ziyaretlerinde bu tür kriz ve kırılganlıklara karşı dikkatli olduklarını gördük. İstihdam yönünden baktığımızda ise şehrimizin pandemide çok büyük kaybı olmadı. Türkiye geneline göre Bursa’nın istihdamda da pozitif ayrıştığını rahatlıkla söyleyebilirim” dedi.

DÜŞÜK FAİZ, TEK HANELİ ENFLASYON VE FİNANSAL İSTİKRAR

İş dünyasının yeni yıldaki en önemli beklentisinin, aşı uygulamalarının verdiği güvenle iş ve yatırım ortamının yeniden cazip hale getirilmesi olduğuna dikkat çeken BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, “Ülkemizin düşük faiz, tek haneli enflasyon ve finansal istikrara kavuşturulması, yeni yatırımlara, istihdam artışına ve yüksek refaha ulaşmamıza imkan sağlayacaktır. Bununla birlikte döviz kurlarındaki volatalite de ihracatçımızı zor durumda bırakmaktadır. Özellikle döviz kurlarındaki istikrarla birlikte üreticilerimize bu dönemde hammadde alımı için uygun kredi imkanının sağlanması ve hammaddede de ek gümrük vergilerinin askıya alınması dış ticaretimizi destekleyecek unsurlardır. Üretici ve ihracatçılarımız için enerji indirimi ve navlun desteği de reel sektörümüzün en önemli beklentileri arasındadır. Tüm bunlarla birlikte ülke olarak artık dengeli, sürdürülebilir, nitelikli ve sanayinin payının güçlü olduğu bir büyüme modeline ihtiyacımız var.” dedi.

CORONA UYUŞMAZLIKLARI ARTIRACAK

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay da BTSO’nun çalışmalarından bahsederken üyelerin de sorularını cevapladı. Faaliyetleri kısıtlanan sektörlerin başında gelen hizmet sektörünün zor bir dönemden geçtiğini ifade eden Başkan Burkay, bir diğer önemli konunun da kira konusundaki uyuşmazlıklar olduğuna dikkat çekti. Burkay şunları söyledi: “Özellikle normalleşme süreci ile birlikte iş dünyasının önündeki en büyük problemlerden birinin mal sahibi ve kiracılar arasındaki uyuşmazlık ve anlaşmazlıklar olacağını düşünüyoruz. Bunun hem iş hayatına, hem de yargıya negatif etkileri olacağını kanısındayız. Bu anlamda bir aksiyon aldık ve Arabuluculuk Merkezimiz ile birlikte salgın tedbirleri kapsamında kapanan işletmelerimizin kira ödemeleri konusunda mücbir sebep külfetini taraflar arasında eşit şekilde bölen; kiracı, mülk sahibi ve devletin aynı oranda pay alacağı bir taslak çalışma hazırladık. Bu hazırlık, Geçmiş Dönem İçişleri Bakanımız ve AK Parti Bursa Milletvekilimiz Sayın Efkan Ala aracılığıyla Cumhurbaşkanımıza iletildi. İnşallah en kısa sürede bir çalışma yapılacaktır.”

2022 EKİMDE GÖRÜCÜYE ÇIKACAK

Yerli otomobille ilgili de değerlendirmede bulunan Burkay, “Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu’nun (TOGG) Bursa’yı üretim merkezi olarak seçmesi elbette tesadüf değil. Bu tercih kentimizin otomotiv yan sanayindeki bilgi birikimi ve güçlü altyapısından kaynaklı. Geçtiğimiz günlerde de Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank ile birlikte inşaat alanını ziyaret ettik. İnşaat süreci çok hızlı ilerliyor. 2022’nin ekim ayında ilk prototip üretim çıkacak. 2023 yılında da inşallah Türkiye’nin Otomobili yollarda olacak” dedi.

YERLİ OTOMOBİL NEDEN ÖNEMLİ?

Yan sanayimizin TOGG’un bu hamlesiyle daha teknolojik üretimler yapmaya başlayacağını ifade eden Burkay, “Yerli otomobil neden bu kadar önemli diye soruluyor her zaman. Otomotiv sektörü, uzay havacılığını, raylı sistemleri ve savunma sanayini destekleyen en önemli sektör. Dolayısıyla otomotivde yapılan bir atılım bu sektörlere de yansıyor. Böyle önemli bir sektörde karar verici İtalya, Fransa, İspanya ve ABD olursa bunu hep kendi ekibine yaptırır. Bu ülkedeki ana firmalar yan sanayimizi eski teknolojik araçlarını üretmeye zorluyor. Ama TOGG öyle değil, direk elektrikli araçla sahneye çıkacak. 170’ye yakın firmayla tedarik anlaşması yaptı ve bu firmalardan artırılmış gerçeklikten otonom sürüşe, sensörden yazılıma kadar hep yeni teknolojiler talep ediyor. Bunu dünyadaki diğer hiçbir şirket bizim yan sanayimizden istemiyor. TOGG’un bu talebiyle yan sanayi firmalarımız yeni teknolojiyle üretimler yapmaya başlayacak” şeklinde konuştu.

REFORM PAKETİ MOTİVASYON KAYNAĞI

Ülke olarak dengeli, sürdürülebilir, nitelikli ve sanayi payının güçlü olduğu bir büyüme modeline ihtiyacımız var diyen Burkay, reform çalışmalarının iş dünyasına motivasyon verdiğini ifade ederek sözlerini şöyle noktaladı: “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekleştirilecek reform çalışmalarını çok önemli buluyoruz. İş dünyası olarak son dönemdeki en önemli motivasyon kaynağımız bu reform çalışmaları oldu. Toplumun tüm kesimleriyle istişare yapılarak hazırlanan bu reform paketinin, ülkemizin orta ve uzun vadeli hedeflerine yürümesi adına önemli. Bu yapısal reformların da hayata geçirilmesiyle ben 2021’i, yeni bir başlangıç yılı olarak görüyorum.”