Musa Yılmaz açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“CHP li olmak nedir?  Önce demokratik teamüllere saygı duymak ile başlar ve toplumsal olaylara duyarlı vatandaş olarak devam eder gerektiğinde asker de oluruz ancak önceliğimiz her zaman ideolojik temel de Mustafa Kemal Atatürk’e düşünsel temel de yoldaş olabilmektir.

CHP barışın, kardeşliğin, adaletin ve özgürlüğün partisidir.

CHP’de her daim demokratik şekilde İlçe, İl kongreleri ve büyük kurultay istisnalar dışında iki üç adaylı olmuştur. Tabi ki çıkan adaylardan bazıları farklı delegelerin gönlünde yatan aslan misali bu ya da şu olursa başarılı oluruz diye düşünebilir. Ancak kongrelerin bitişiyle beraber sandık kapanır ortaya çıkan iradeye herkes saygı duyar şayet saygı duyamıyorsak kendimizi demokrat olarak tanımlamak çok yanlıştır.

Şahsım iki kez aday olmuş bir kişi olarak arkadaşlarımı sandık açılıp oylar sayılıncaya kadar parti içinde demokratik teamüller doğrultusunda rakip olarak görürüm. Yarış bitince seçilirsem yanımda görmek isterim seçilemezsem seçilenin yanında olmak benim CHP li kültürüm gereğidir ve demokratik teamüllere saygımdan ötürüdür aksi düşünce anti demokratik bir anlayıştır.
Siyaset kurumu hiç kimsenin tekelinde değildir olmamalıdır. Ben varsam doğru ben yoksam yanlıştır anlayışı doğru değildir.

Herkese açık olan sosyal medya üzerinden CHP’yi veya Partililerimizi yıpratmak kimseye fayda sağlamaz aksine bu demokraside değildir demokrasinin gereği olumlu eleştiriler yapmaktır.

TAHAMMÜLSÜZLÜK GÖSTERMEK ANTİDEMOKRATİK FAŞİZAN DÜŞÜNCEDİR

Demokrasisi ve demokratik teamülleri gelişmiş toplumlarda sandık sonuçlarını herkes kabul eder ancak bizim gibi demokrasisi oturmamış demokratik teamülleri gelişmemiş toplumlarda ise sandık sonuçları her zaman problem olur.
CHP ilçe başkanı ve duyarlı bir yurttaş olarak birbirinden çok değerli iki adayın demokratik yarışına tanıklık yaptım her iki adayımızı da çok dikkatli dinledim her ikisini de ayakta alkışladım. Kendime de büyük pay çıkardım.

Bu duygularla sandığa gidip oyumu kullandım sandıkların sonuçlarına göre Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hepimizin genel başkanı olmuştur artık tartışmayı gerektirmez bir gerçektir.

Bu şu demek değildir kurultayı yapıcı temelde kendimize ders çıkarmak için konuşmayalım aksine CHP’liler olarak bizler çok sesliliğe inanmış kişileriz yapıcı temelde eleştiri yapmak konuşmak yazmak bizim olmazsa olmazımızdır.

Seçilmiş olan kim olursa olsun demokratik kurallar içinde seçimlerin yapılmış olması esasına dayalı olarak kabullenmek ve kenetlenmek gereklidir.
Kurultayda oy kullanmış bu güzel onuru yaşamış CHP Gebze ilçe başkanı olarak diyorum ki sandığa kendi özgür irademle girdim ve oyumu kullandım hiç kimse bizim irademize ipotek koymadı hiç kimsede ipotek koyamaz.

Bu noktadan hareketle sosyal medyada kahramanlık yapan sözüm ona bazı partililerimiz genel başkan adaylarımızın aldıkları oy üzerinden kim kime oy verdi şu yada bu aday nasıl bu kadar oy aldı gibi paylaşımlar yapmaktadır hatta daha da ileri giderek delegelerden hesap sorar gibi paylaşımlar yapmaktadırlar.

KİMSE KRALDAN ÇOK KRALCI OLMASIN

Şunu iyi bilmelisiniz ki kurultayda oy kullanan hiç bir arkadaşımız kimseye verecek bir hesabı yoktur kimse kraldan çok kralcı olmasın.
CHP bir kültür ve devlet geleneği olan partidir bizlerin görevlerinden biride bu kültüre ve devlet geleğene sahip çıkmaktır. Zaten bu kültür ve devlet geleneğimiz sayesinde dimdik ayakta duran 98 yıllık çınar gibiyiz.

Kongreler süreci kurultayımızla beraber bitmiştir artık tüm CHP’liler tek vücut olarak birlikte olmak ve çalışmak zorundadır.  

bazı insanlarımız yine sosyal medya üzerinden istifa ettiğini yada edeceğini açıklıyorlar arkadaşlar istifa edebilirsiniz ancak bunu buradan reklam olsun diye tartışmaya açarak polemik malzemesi yapmaya gerek yok.

Bu şunu gösteriyor ki siz zaten parti bilincine sahip olamamış partililersiniz istifa edecekseniz il ilçe başkanlıklarına gidebilirsiniz ülkemin her yerinde CHP’nin kapıları halkımıza açıktır.

Bu topraklarda Mustafa Kemal Atatürk’ün antiemperyalist mücadelesi devam ediyor ve asla mücadeleden vazgeçilmeyecek.

Yaşasın tam bağımsız Türkiye..”