‘’ Hekimden sorma çekenden sor demişler, Acısını dertlerin çare gösteren değil, çeken bilir demişler’’
Ben de bir Asistan hekim babası olarak hekimlere sormadan yazıyorum.
Bir eğitimci olmama rağmen çocuklarımızın iyi bir kariyer yapmaları için ne kadar çok gereksiz baskı yaptığımızı, hedeflerimize ulaştığımızda anladım.
Tıp Fakültesini kazan!
Hekim ol!
Uzmanlığı kazan!
Hepsi olunca her şey güzel olacaktı…
Olmadı..
Bana hiçbir hekim anlatmadı.
Bilmiyordum,
Kendi çocuğum olunca anladım asistan hekimliğin iş yükünün ne kadar çok olduğunu,
Asistan hekimlerin görevlerini belirleyen bir iş tanımlaması olmadığını, bu tanımsızlığın asistanların keyfi şartlar ve sürelerle çalıştırılmasına yol açtığını,
Asistan Hekimlerin kesintisiz olarak 36 saate varan süre çalıştığını
Asistan Hekimlerin haftada toplam 110 saatin üzerinde çalıştığını
Bu genç hekimlerin bazen iş yoğunluğu nedeniyle yemek yemeye bile fırsat bulamadıklarını
Asistan Hekimlerin nöbet ertesi izin haklarının olmadığını..
Uykusuz ve yorgun gecelerin stresi ile sabah tekrar görev yaptıklarını
Bu kadar zeki ve çalışkan bireylere çömez diyerek mobing uygulayan meslektaşlarının mesleğin onurunu itibarsızlaştırdıklarını.
Uykusuz, yorgun ve bitkin bir biçimde eve gelip oturdukları kanepede uyuya kaldıklarını.
Sosyal hayattan koptuklarını
Bilimsel faaliyetlere zamanları kalmadığını
Bu kadar tüketildiklerini
Bilmiyordum…
Bilmiyorum dünyada nasıl yetişiyor bu asistan hekimler?
Ama maalesef benim güzel ve yorgun ülkemde, bu kadar zorlu çalışma koşulları ve insanlık dışı çalışma süresi ile onlara nasıl bir vicdansızlık yapıldığını artık çok iyi biliyorum.
Tam bu yazımı kaleme almışken,
Ankara’dan beni doğrular gibi bir acı haber geldi.
Kızımın da okul arkadaşı olan Ankara Şehir Hastanesinde çalışan 25 yaşında genç bir Asistan Hekim kızımızın nöbet çıkışı kendi aracıyla bir kamyona arkadan çarparak hayatını kaybettiğini öğrendim…
Üzüntüm katlandı…
Maalesef yorgun ve uykusuz bir nöbetten sonra böyle acı durumlarla karşılaşmamak için yazıyordum yazımı!
Kim bilir kaç hayat kurtarmıştı Dr. Rümeysa Berin ŞEN
Kim bilir kaç insanın hayatına dokunmuştu?
Ama maalesef,
Onun hayatını,bu yükün yorgunluğu ve uykusuzluğu bitirdi.
Allah rahmet eylesin
Ailesine ve çalışma arkadaşlarına sabırlar diliyorum.
Oysa
‘’ Asistanlık bir eğitim sürecidir.
Asistan hekimlerin sağlık hizmeti vermelerinin ön şartı da iyi bir eğitim almalarıdır’’
Bir hekimin aralıksız olarak bu sürelerde çalışması hem kendi sağlığı hem de halk sağlığı açısından bir tehdit oluştururken, iyi bir eğitim almaları da mümkün değildir.
Asistan Hekimlerin görev tanımlarının yapılarak, daha nitelikli ve çağdaş bir eğitim sisteminde yetiştirilmeleri gerekmektedir.
Hekimlik onurlu bir meslektir.
Bu mesleği yapan insanlar, bu ülkenin en zeki beyinleridir.
Bu vicdansız ve bozuk eğitim süreci nedeniyle beyin göçüne de izin verilmemesi gerekmektedir.
Yetkililerin bir an önce bu sorunları çözmeleri temennisiyle,
Sağlığımızı,canımızı emanet ettiğimiz hekimlerimize saygı ve sevgiyle…